Doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten vazgeçmem
Şöyle ki
Antalya’ya kim taş üstüne taş koyarsa alkışlarım,
kim hizmeti engelliyorsa da eleştiririm.
Şimdi bazıları yine diyecek:
“AK Parti’ye teşekkür ediyor, Mustafa Köse’yi övüyor!”
Desinler…
Benim işim kim olursa olsun doğruya doğru, yanlışa yanlış demektir.
Benim kalemim ne bir partinin emrindedir, ne de bir makamın gölgesinde.
Doğru bildiğim yoldan da, inandığım değerlerden de taviz vermem.
Antalya bu ülkenin vitrini…
Kepezüstü ve Sanayi Kavşakları yaşadığı bir metropol.
Bu şehirde yapılan her yatırım, kimin eliyle olursa olsun, Antalya’ya yapılan bir hizmettir.
Benim bakışım budur.
Bakın efendiler,
Ben AK Parti’yi de, CHP’yi de, MHP’yi de, İYİ Parti’yi de gerektiğinde eleştiririm.
Doğru yapanı alkışlar, yanlış yapanı uyarırım.
Bu kadar net.
Bekleyen dosyalar, tıkanan süreçler
Örneğin 4. Etap Tramvay hattı…
İhalesi tamamlanmış, kaynağı bulunmuş, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nde onay bekliyor.
Ama siyasi hesaplar uğruna bekletiliyor.
Bu doğru değil.
Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek,
“Ulaştırma Bakanlığı yapmıyorsa bana devredin, ben yaparım” diyerek açık bir çağrıda bulundu.
Ancak dosya bir türlü ilerlemiyor.
Siyasi rüzgârlarla tıkanan bu süreç, Antalya halkına haksızlıktır.
Bu yüzden AK Parti iktidarını eleştiriyorum ve eleştirmeye devam edeceğim.
Ama hakkı da teslim edelim
Eleştiri yapmak körlük değildir.
Yıllardır trafik çilesine dönüşen Akdeniz Üniversitesi üstü, Sanayi Kavşağı, Kepezüstü gibi noktalarda nihayet kazma vuruldu, kısa sürede tamamlandı.
Bu da kim ne derse desin Antalya’ya yapılmış bir hizmettir.
Bunu görmemek, yok saymak insafsızlıktır.
AK Parti’li Antalya milletvekillerinin çabaları da ortada.
Özellikle Mustafa Köse’nin Ankara–Antalya hattında adeta mekik dokuduğunu biliyoruz.
Aynı gayreti Antalya–Alanya yolu ve raylı sistem projelerinde de görmek istiyoruz.
Bu şehir için kim taş üstüne taş koyuyorsa, ben teşekkür etmeyi borç bilirim.
Ama teşekkür etmek eleştiriyi bitirmez.
Tam tersine, gerçek ilerleme teşekkürle eleştirinin yan yana durabildiği yerde olur.
Çünkü eleştirinin olmadığı yerde gelişme olmaz.
Siyasi görüşü ne olursa olsun, kim Antalya’ya bir çivi çakarsa,
ben o eli sıkmaktan, o emeği alkışlamaktan çekinmem.
İnşallah Çakırlar Kavşağı da kısa sürede tamamlanır ve Antalya’nın trafik yükü biraz daha hafifler.
Velhasıl kelam…
Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek.
Yani doğruya “doğru”, yanlışa da “yanlış” diyebilmek…