Bazen kendi topraklarında, kendi bayrağın altında bile garip hissedersin. Kendi Meclisinde bile sesin bastırılır, tarihine sahip çıktığında susturulursun. Bu topraklarda doğmuş, bu milletin değerleriyle büyümüş biri olarak artık bunu daha net görüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde TBMM’de yaşananlar, işte tam da bu duygunun somut bir yansımasıydı. Ermeni DEM Parti milletvekilleri Türk milletine ağır ithamlarda bulundu. "Sözde Ermeni soykırımı" gibi iftiralarla tarihimize kara çalmaya kalkıştılar. Bu ülkenin kurucularına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Enver Paşa gibi isimlere dil uzatmaya cüret ettiler.
Tepki kimden geldi?
İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ten.
Milletin onurunu korumak için kürsüye çıktı, tarihe sahip çıktı, Türk’ün sesini duyurdu. Ama susturuldu. CHP’li Meclis Başkanvekili Tekin Bingöl’ün yönetiminde sesi kesildi, yetmedi bir de kınama cezası verildi. MHP çekimser kalırken de DEM ve AKP oylarıyla.
Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?
Sözde birlikten bahsedenler, Türk milletine iftira atıldığında sessiz kalıyor. Ama o milleti savunanı cezalandırıyor. CHP’nin sessizliği, sadece siyaseten değil, vicdanen de sorgulanması gereken bir tavırdır.
Eğer bu ülkede Türk’ün sesi, kendi Meclisinde kısılıyorsa…
Eğer tarihimize iftira atmak serbest ama buna itiraz etmek suçsa…
O zaman tekrar edelim:
Türk vatanında zordur Türk olmak.
Ama biz bu zorluğu göze aldık.
Atamızın mirasına, bu milletin şerefine, bu vatanın namusuna sahip çıkmak için buradayız. Kim ne derse desin, tarihimize sahip çıkmaktan, milletin sesi olmaktan vazgeçmeyeceğiz.
VELHASIL KELAM….
Meclis kürsüsü susturulursa, millet susturulmaz.
Tarihe iftira atılırsa, vicdan affetmez.
Türk milletinin onurunu kimse çiğneyemez.
Ve evet…
Zordur Türk olmak…
Ama biz vazgeçmeyiz.