Dün, CHP Konyaaltı Belediye Başkan Adayı Cem Kotan’ın seçim koordinasyon merkezinin açılışı vardı.
Öncelikle şunu belirtelim. Cem Kotan ile ilgili yürütülen ahlaksız kampanya ve bu kampanyanın sonucu olarak da Kotan’ın değiştirileceği beklentisi bitmiş durumda. Artık süreç kendi mecrasında akıyor.
Koordinasyon merkezinin açılışına katılan insanlar, önümüzdeki sürecin şifrelerini veriyordu. Çünkü toplumun çok farklı kesimlerinden insanlar bir araya gelmişti. Bir tarafta CHP dışında kalan sosyalist kanat varken, diğer tarafta, CHP içindeki görece daha sağa yakın isimler oradaydı. Onların yanı sıra İyi Partili olduğunu bilinen isimler oradayken, az ileride Alevi kesiminin temsilcileri bulunuyordu. Yani Konyaaltı’da taban ittifakı sağlanmış durumdaydı.
Konyaaltı’da oluşan bu görüntü, 31 Mart seçiminin de şifresi aynı zamanda. Diğer ilçelerde de benzer fotoğraflar oluşturulursa başarı kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada Muhittin Böcek’e dikkat çekmek gerekiyor. Çünkü Muhittin Böcek’in kampanya sloganı olarak kullandığı ‘herkesin başkanı’ ifadesi, bu bileşime zemin hazırlıyor. Bugüne kadar kendini, üyesi olduğu CHP de dahil olmak üzere, söylem ve eylem olarak bir parti kimliği içinde net olarak konumlandırmayan Muhittin Böcek’in bu tarzının tam da sonuç vereceği bir süreç içerisindeyiz. Dün, Konyaaltı koordinasyon merkezi açılışına katılanlar bunun bir göstergesidir. Böcek’in bu anlayışı, seçimi kazanmanın anahtarı olan taban ittifakının zeminini oluşturuyor.
Konyaaltı demişken, tarihe not etmek adına bir durumu da ifade etmek gerekiyor.
CHP, Antalya’da elinde bulunan 8 ilçenin 4’ünün belediye başkanını değiştirdi. Hangi ilçelerin neden değiştiğine bir bakalım.
İbradı’da Serkan Küçükkuru, 2018 seçimleri sonrasında yaşanan Kemal Kılıçdaroğlu – Muharrem İnce tartışmasında Muharrem İnce’nin yanında yer aldı. Sonrasında önce Memleket Partisi’ne ardından da İyi Parti’ye geçti. Sonra da, bu cambazlıkları yapmamış gibi CHP’ye geri dönüp aday adayı oldu. Aday gösterilmeyince de, şimdi İbradı’da bağımsız belediye başkan adayı. CHP’nin İbradı adayı da Serkan Gedik oldu.
Manavgat’ta Şükrü Sözen, 2019’da da görevi bırakmak istemiş, Kemal Kılıçdaroğlu ve Muhittin Böcek’in çabaları ile tekrar aday olmuştu. Bu dönemde de Şükrü Sözen, aday olmayacağını aylar öncesinden açıkladı. Hatta, Genel Başkan Özgür Özel’in, bir açılışta, “Manavgat adayımız” diyerek elini kaldırmasına rağmen görevi kabul etmedi. Sonuçta, 26. Dönem Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara aday oldu.
Geri kalan iki ilçe ise birisi Döşemealtı, diğeri Konyaaltı.
Hadi, Döşemealtı’da Turgay Genç’in ikinci dönemiydi, bazı yıpranmışlıkları vardı diyelim.
Konyaaltı’da Semih Esen’i niye değiştirdiniz? Çok başarılı bir belediye başkanı mıydı, tartışılır. Çok başarısız bir başkan mıydı? Bence değildi.
Önümüzde, Kumluca örneği var. Mevcut belediye başkanı Mustafa Köleoğlu aday gösterildi diye CHP Kumluca İlçe Örgütü istifa etti ve ilçe yönetimi düştü. Mustafa Köleoğlu’nun en önemli destekçisi olan İl Başkanı Nail Kamacı da, Kumluca İlçe örgütüne kayyum atamak zorunda kaldı. Oysa Mustafa Köleoğlu’nun karşısında, Aydın Özer gibi güçlü bir aday adayı varken bunlar oldu.
Semih Esen ise ilçe örgütünden ilk isim olarak çıkmış, il örgütünden de destek almıştı.
Bugün olguları değerlendirdiğimizde, Semih Esen’in Kurultay sürecinde açıkça Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemesinden başka bir günahı yok.
Hani Kurultay süreci geride kalmıştı? Hani, kimse Kurultay’da aldığı tavıra göre değerlendirilmeyecekti?
O zamanda, Semih Esen’in hakkının yendiğini ve bunu hak etmediğini tarihe not düşmek adına burada ifade ederek, Sırrı Süreyya Önder’in şu cümlesini ifade etmek gerekiyor.
“Ula, bu Semih size netti?”
