Antalya’nın yazı meşhurdur. Denizi ayrı yakar, güneşi ayrı… Ama asıl yakan, halk otobüslerinde klimayı açmayanlar!
Son günlerde gelen şikâyetler öyle bir iki kişiden değil. Telefonuma düşen mesajlar, sosyal medya yorumları, mailler hep aynı noktada birleşiyor:
“Özel halk otobüslerinde nefes alamıyoruz!”
Bir vatandaşın gönderdiği mesaj her şeyi özetliyor:
“Bir de ulaşım sorunu var. 40 dereceyi aşan sıcaklarda Antalya'da siyah plakalı (resmî) araçlara biniyorsun, kutuplardasın. Özel halk otobüsleri ise maazallah çöl sıcağı! Bunu da yaz gazeteci, yaz!”
Ben de yazıyorum…
Çünkü bu sadece bir konfor meselesi değil. Bu bir halk sağlığı meselesi, bir yaşam hakkı sorunu.
Düşünsenize, yaşlısı var, çocuğu var, kronik hastası var… Camlar açık ama hava sıcaklığı içeriyi kavuruyor, klima çalışmıyor ya da açılmıyor. Bu nasıl bir ulaşım anlayışı?
Sorunun elbette tek tarafı yok.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Nurettin Şengün ile görüştüm, vatandaşlardan gelen şikâyetleri kendisine ilettim. Özellikle yaz aylarında yıllardır tekrar eden klima sorununu konuştuk.
Şengün diyor ki:
“Rutin kontroller yapılıyor, gelen her şikâyet değerlendiriliyor. Klimaların çalıştırılması konusunda gerekli tüm uyarıları yapıyoruz. Araç kapılarının açık kalmaması için de sürücüler uyarılıyor.
Vatandaşlarımızdan gelen şikâyetlerin hepsini tek tek inceliyoruz. Ancak siz de takdir edersiniz ki, her araca bir personel koymamız mümkün değil.”
Bu açıklama makul. Fakat sahadaki gerçekler, işin teoriden çıkıp pratiğe dökülmediğini gösteriyor.
Araç sahipleri, daha fazla kazanmak adına belediyenin uyarılarına kulak asmıyor. O yüzden şikâyetler dinmiyor.
Birçok otobüste şoför ya “klima çalışmıyor” diyor ya da “patron yakıt masrafı artıyor” diye açmıyor. Çünkü çoğu otobüs sahibi direksiyonda değil. Aracı kiralayan şoförse hem sıcağın içinde direksiyon sallıyor hem de “sakın klima açma” baskısıyla çalışıyor.
Sonuç: Halk yanıyor, şoför baskı altında, belediye uyarıyor ama değişen bir şey yok!
O zaman şu soruyu sormak gerekiyor:
Bu döngüyü kim kıracak?
Eğer denetim varsa, neden sonuç alınamıyor?
Yaptırım uygulanıyorsa, neden hâlâ aynı otobüslerde aynı sorunlar yaşanıyor?
Bir yanda lüks ve serin özel araçlarda yolculuk yapanlar…
Öbür yanda halk otobüsünde “klima açılmasın” diye kavrulan vatandaşlar…
Klima açan yanıyor, açmayan da…
Ama en çok yanan, bu şehirde yaşayan bizleriz!