Geçtiğimiz günlerde Manavgat Belediyesi’ne yönelik düzenlenen yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan isimlerden biri de Aktüel Organizasyon ve Kanal V Televizyonu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okan Kaya oldu. Okan Kaya, belediyenin bir organizasyonuna sponsor olan bir otele kestiği fatura nedeniyle önce gözaltına alındı, ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
O gün bugündür sosyal medya, dedikodu köşeleri ve bazı klavye kahramanları adeta Okan Kaya hakkında infaz yarışına girdi. Kimi “itirafçı olacak” dedi, kimi “etkin pişmanlıktan yararlanacak”, kimi de “yıllardır biriktirilen dosyalar açıldı” diye yazdı. Kimileri ise kendisini hiç tanımadan, yargı süreci tamamlanmadan Okan Kaya’yı peşinen suçlu ilan etti.
Ama ben burada duruyorum.
Daha önce de yazdım: Okan Kaya ve şirketi Aktüel Organizasyon hakkında geçmişte eleştirilerim oldu. Bu eleştirilerimin ana noktası, Antalya’da aynı işi yapan daha küçük ölçekli firmalara da fırsat tanınması, rekabetin adil olması gerektiğiydi. Ama hiçbir zaman “yolsuzluk yaptı” demedim. Diyemem, çünkü belge olmadan kimseyi suçlamak gazeteciliğin değil, linç kültürünün ürünüdür.
Bakın; Okan Kaya işini yapan, yaptığı işin faturasını kesen ve bedelini tahsil eden bir iş insanı. Bu noktada ticari süreçte bir sorun varsa, bu sorun hukuki yollarla zaten değerlendirilecektir. Ancak işin sadece “fatura kesti” kısmına bakıp yolsuzluk algısı yaratmak, hem ticari itibara hem de kişisel haklara ciddi bir saldırıdır.
Okan Kaya hakkında çok şey yazıldı, çizildi. Ama gözaltına alındığı gün herkes susarken, kaçarken, köşe bucak uzaklaşırken yine ben yazdım: Okan Kaya bu işlerin içinde olmaz. Çünkü işini severek yapan, medya sektöründe ve organizasyon alanında uzun yıllar emek vermiş biri.
Bugün de aynı noktadayım.
Ben düşman hukukunu değil, vicdan hukukunu savunuyorum. Hukuk sadece kanun metinlerinden değil; aynı zamanda insanlık duygusundan, adalete olan inançtan, kamuoyunun vicdan terazisinden geçer. Daha ortada kesinleşmiş bir yargı kararı yokken bir insanın itibarını yerle bir etmeye çalışmak; adalet değil, haksızlıktır.
Elbette ki yargı süreci devam ediyor. Kimse hukukun üstünde değil. Ama daha dava görülmeden, ifadesi alınmadan, kararı açıklanmadan bir insanı itibarsızlaştırmak da kimsenin hakkı değil. Hele ki, yıllardır Antalya’da birçok sosyal, kültürel etkinliğe katkı sunmuş, istihdam yaratmış bir isme bu şekilde yaklaşmak vicdanla açıklanamaz.
Velhasıl kelam..
Okan Kaya'nın hataları olabilir, eksikleri olabilir, her insan gibi. Ama onu “yolsuzluk” gibi ağır bir suçlamanın ortasına yerleştirmek için daha fazlası gerekir: Somut delil ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı orta da
Aksi halde bu bir gazetecilik değil, linçtir.