Zor zamanlar sadece insanın değil, etrafındakilerin de karakterini ortaya çıkarır.
Kimin gerçekten dost olduğu, kiminse sadece güçten beslendiği, ancak karanlık basınca anlaşılır.
Bugün Antalya’da yaşadığımız tam da bu.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, geçtiğimiz 5 Temmuz Cumartesi günü (05.07.2025) yürütülen bir soruşturma kapsamında sabah saatlerinde gözaltına alındığını Ankara yolandayken öğrendim. Çok önemli işim olmasına rağmen seyahatimi Polatlı’da yarıda keserek Antalya ’ya dönmek zorunda kaldım. Yolculuk boyunca gelişmeleri gazeteci dostum Ali Taş ve Metin Topuz sayesinde an ve an takip ettim. Başkan Böcek, Emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edildi ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İddialar: bazı ihalelerde usulsüzlük, kamu zararı, görevi kötüye kullanma...
Henüz iddianame bile oluşmamışken, bazı çevreler çoktan hükmünü verdi.
Peki, hukuk ne derse o mu olacak?
Ama yandaş kanallar ,gazeteler ,hatta TRT ve sosyal medya yargısı, kanunlardan önce karar verdi bile.
İftira dolu paylaşımlar, hakarete varan yorumlar, nefret saçan başlıklar…
Bir belediye başkanının değil, bir insanın onuruna organize bir saldırı düzenleniyor.
bir başka sessizlik daha çınlıyor kulaklarımızda…
O koltuk yanındayken “Başkanım, canım abim, dayım” diyenler neredeler?
Bir fotoğraf karesi için yarışanlar bugün neden sus pus?
Adliye önünde sağıma soluma baktım .
başkan ile ayını kareye girme için can atan ne koca koca makam sahipleri var, ne “aileden sayılan” yol arkadaşları.
Başkanın yakınlarına ne bir geçmiş olsun ziyareti, ne bir insani telefon.
demem o ki gördüğüm koskoca bir sessizlik ve korkaklık
Ama bu sessizlik bile çok şey söylüyor aslında…
Zamanında yanında yürüyenler şimdi yolun karşısında.
Güç gidince, “dostlar” da yok olmuş.
Demek ki dostluk, alkışlarla değil; düşüldüğünde uzatılan elle ölçülüyormuş.
Demek ki vefa, iyi günde şatafatlı sözlerle değil; başkanın en zor döneminde adliye önünde omuz vermekle yaşanıyormuş.
Ve biz bir şey daha gördük bu süreçte:
Bu ülkede birine saldırmak için artık mahkeme kararı bile beklenmiyor.
Sosyal medya, linç için yetiyor.
İnsanlar yargılanmadan infaz ediliyor.
Sadece siyasi değil, insani değerler de yok sayılıyor.
Elbette hukuk konuşacak.
Elbette gerçek, yargı önünde ortaya çıkacak.
Ama unutulmasın:
Bu süreç sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani bir sınavdır.
Velhasıl kelam….
Muhittin Böcek bugün içeride olabilir.
Ama dışarıda çok daha büyük bir adaletsizlik var:
Sahte dostlukların, geçici bağlılıkların ve vefasızlığın karanlık yüzü…
Bazı çevreler yazıma belki kızacaklardır. Muhittin Böcek’in bugün yanında olmayanlar, koltuk ve makam sahipleri ,yarın kendi başları dara düştüğünde ne demek istediğim anlayacaklardır.