Kısa ve öz yazacağım…
Neden mi bahsediyorum?
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ten.
Şöyle ki…
Başkan Böcek, 5 Temmuz sabahı gözaltına alındı. O günden bu yana, dört ayı aşkın süredir Döşemealtı L Tipi Cezaevi’nde.
Sağlık sorunlarıyla boğuşuyor, adeta hayatta kalma savaşı veriyor. Her gün gazetelerde, sosyal medyada linç ediliyor.
Peki, CHP ne yapıyor?
Ya da daha doğrusu, neden hiçbir şey yapmıyor? Tamam, Büyükşehir Belediyesi eli kolu bağlı olabilir. CHP neden sessiz?
Neden başkanına sahip çıkmıyor, ya da çıkamıyor?
Her gün Ekrem İmamoğlu ile yatıp kalkan CHP Genel Merkezi, neden bir kez olsun Muhittin Böcek’i gündeme taşımıyor?
Neden Antalya’da Kepez hari hiçbir ilçe örgütü “Böcek yalnız değildir” yazılı bir afiş asmıyor?
(Bu arada Kepez, ilk günden beri başkanının afişini ilçe binasına asan tek yer.) Genel Merkez neden bu yönde bir talimat ya da genelge yayımlamıyor?
Oysa partinin elinde çok imkân var. Bir nöbet çadırı, bir imza kampanyası, ya da sadece “Böcek yalnız değildir” yazılı birkaç billboard bile fark yaratırdı.
Ama yok…
Ne bir açıklama,
ne bir eylem,
ne de bir afiş.
Sanki herkes üç maymunu oynuyor.
Bu sessizlik, kamuoyunda çok net bir algı yaratıyor: “CHP, Muhittin Böcek’e sahip çıkmıyor.” CHP, bu algıyı kırmak istiyorsa artık sessizliğini bozmalı ve acilen eyleme geçmeli.
Velhasıl kelam:
Böcek cezaevinde sağlık sorunlarıyla boğuşurken, CHP’nin sessizliği her geçen gün biraz daha büyüyor. Ve parti bu sessizliği sürdürdükçe,
yalnızca Böcek’i değil, kendi tabanını da kaybediyor.
