Patlak veren covit 19 krizi ve bir anda kapanan uluslararası sınırlar temel ihtiyaç malzemelerinin tedarikinde önemli sıkıntılar yarattı.Kriz sürecinde gördük ki; Tüm sınırlar kapatıldı, Emperyalizmle bütünleşen küreselleşme ve neoliberal politikalar çöktü.
Anlaşıldı ki; Küreselleşme, yerini kendi kendine yeten, kimseye muhtaç olmayan politikalara bırakmalıdır.
Özelleştirilmiş, kâr odaklı üretim sisteminde, maliyet gerekçesiyle tıbbi cihazlar dahil hemen herşeyin, dış ülkelerden ithal ediliyor olmasının toplum yaşamını ve sürekliliğini tehdit ettiği , bu politikalarla devletin devamının, milletin varlığının mümkün olmayacağı anlaşıldı.
Bu krizi ve buna benzer gelecekte karşımıza çıkacak krizleri aşmak istiyorsak çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomik, demokratik süreçlerle planlanan bir ekonomik model geliştirmeliyiz.
Üretimin coğrafi dağılımını yeniden şekillendirmeli, küreselleşmeyi dizginlemeliyiz. Yeniden kendine yeten ülke olmalıyız, asgari yaşam için olmazsa olmaz üretim hatlarını mutlaka kamusal kontrolde tutmalıyız.
Bizim memleketimiz, bizim kaynaklarımız, bizim halkımıza eşit ve adil pay edilmeli. Bizim işçimiz, bizim çiftçimiz, bizim köylümüz, bizim esnafımız kazanmalı...
Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan ekonomi politikalarına son verilmelidir.
Tüketim, israf, borçlanma sarmalına dayalı ve iflaslar doğuran ekonomik model terk edilmelidir.
Üretime dayalı, gelirin hakça bölüşüldüğü refah ekonomisine geçilmelidir.
Her ailenin bir evi, her evin bir maaşı olmalıdır.
Her şeyi ithal edebiliriz anlayışı yerine, biz yaparız, biz üretiriz anlayışı gelmelidir.
Ekonomiyi düzenleyen temel kurulların özerkliği yeniden tesis edilmelidir .
Merkez bankası para politikasını bağımsız bir şekilde uygulamalıdır .
Kamu bankaları siyasetin etkisinden çıkarılmalıdır.
Kaynaklar, israf ve talan ekonomisine değil üretim ekonomisine yönlendirilmelidir.
Kamu kaynaklarının etkin kullanımıyla bütçe dengesi makul hale gelmeli, üretim ekonomisiyle ihracat artmalı ve dış ticaret açığı sürdürülebilir düzeylere düşürülmelidir.
Bütçe denk olmalı, Kontrolsüz kamu harcamalarıyla bozulmamalıdır.
Üretime dayalı ve küresel ölçekte rekabet edebilir ekonomik model sayesinde işsizlik ortadan kaldırılmalıdır.
Bölgesel gelişmişlik farkları azaltılmalı ve gelişmeyi bütün ülkeye yayacak politikalar uygulanmalıdır.
Önceliklerimiz, ihtiyaç ve kaynak dengesine göre belirlenmelidir.
Krizin sunduğu en önemli fırsat da bu olmalı. Bizi krizlerden çıkaracak olan bellidir ve Mümkündür...