Türk solu yıllarca kişisel hak ve özgürlükler yolunda mücadele verdi,ciddi bedeller ödedi.Sosyal devleti savundu,statükonun karşısında ezilenin,işçinin emekçinin yanında yer aldı.Muhalefet olarak mücadele verilirken,iktidar olunup savunulanları icraata geçirmek mümkün olmadı.
Sol siyasi kesim için tek başına iktidar olmak mümkün olmasa da,muhalefet olarak her şey yolunda gitmeye devam ediyor,gelecek umutları canlı tutuluyordu. .Bu süreç,ta ki Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin ülkenin başına geçmesine kadar devam etti.Muhtar bile olamaz dedikleri kişi,partisini kurmuş,hemen ilk seçimlerde ülkenin başbakanı olarak idareyi ele almıştı.Yıllardan beri savunmaktan öteye gidemedikleri düşünceleri,bir bir hayata geçmeye başlamıştı.Başbakan,devlet millet kaynaşmasını temin ederek kendisine olan desteği artırarak sürdürüyordu.Bütün bu gelişmeler,Türk solunun kimyasını alt üst etmeye yetti.Kim oluyordu,solcu bile değildi, muhafazakar dindar bir kişiliğe sahipti.Bu aşamadan sonra,farkında bile olmadan,demokratikleşme ve sosyalleşme adına atılan her adıma karşı durarak,statükoyu savunur hale geldiler .Bu iktidardan kurtulabilmek için,yüksek sesle orduyu göreve çağırmaya kadar götürmüşlerdi işi.Mao'cu veya Lenin'ci geçmişlerini bir kenara bırakıp, Atatürk'ü rejim endişelerine siyasi malzeme yapmaya bile başladılar.
Yazarlar çizerler köşelerinde,siyasiler ise meydanlarda demokratikleşme,kişisel hak ve özgürlükler adına atılan adımları,ülke idaresini zaafa sürükleyeceği,rejimi tehlikeye sokacağı gerekçeleri ile eleştirmeye,hatta halkı bile sokağa dökmeye gayret ettiler.Öyle ki, Anayasa oylamasında hayır kampanyası başlatarak,reformun önüne geçmeye çalıştılar.Beğenmedikleri çobanın evet oyu ile kazanılan Anayasa Mahkemesine kişisel başvuru hakkını,şimdilerde oldukça fazla kullanmaya başladılar.Çobanın,neredeyse hiçbir zaman ihtiyaç duymayabileceği yasa sayesinde,uzun yargılama sürelerini dikkate alan mahkeme,tahliyelerle mağduriyetleri ortadan kaldırdı.
Şimdi,aynı karşı duruş cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde de sergilenmeye devam ediyor.Adayın kim olduğuna ve düşüncelerine önem vermeksizin,Tayyip Erdoğan seçilmesinde kim seçilirse seçilsin mantığı içerisinde seçim çalışmalarını yürütüyorlar.Parti ayrımı gözetmeksizin,Tayyip Erdoğan karşıtlarının çatı adayına destek vermelerini sağlayıp,eski Türkiye'nin son cumhurbaşkanını seçebilme gayreti içindeler.Bakalım,Tayyip Erdoğan takıntısı onları birleştirip, amaçları uğruna sonuca götürmeye yetecek mi? Hep birlikte bekleyip göreceğiz.22.07.2014
Yaşar TABUR
