Milli takım ve futbol diğer spor branjlarının dünyada yapmış orduları maçları izlemek haricinde futbolun F'sinden ,Sporun S'inden anlamam.
Ancak konu Antalyaspor olunca sessizde kalmak Antalyaspor dolaysıyla Antalya"ya haksızlık olur.
Bize yani Antalyaspor'a oltuğuna değil, kulübüne sahip çikacak başkan lazım.
Mesela Antalya'nın evladı saygın iş insanı Rıdvan Güzel gibi devletine milletine ve Antalya 'ya aşık Antalya'nın evladı isimler ellerini taşın altına koymalı. Sadece Rıdvan Güzel değil . Güze, gibi bir çok Antalyaspor aşığı iş insanı var. Şimdi birlik olmalıdırlar. Takımı düzlüğe çıkarmalılar. Aksi takdirde Antalyaspor'un içinde bulduğu kaos artarak devam edecektir.
Şöyle ki:
Emre Belözoğlu’nun istifasının ardından şimdi de Başkan Sinan Boztepe görevini bıraktı. Üstelik “zehir zemberek” bir basın toplantısıyla.
Boztepe'nin açıklamaları bir istifadan çok, bir isyan manifestosuydu. Kendi deyimiyle, "koltuk sevdası" yoktu ama iki yıl boyunca yönetimiyle birlikte kulübü sırtladı, cebinden harcadı, borç ödedi. Gelinen noktada, destek yerine dirsek gördü. Dernek ayrı telden, A.Ş. ayrı telden çalıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Çok başlılık hastalığı
Boztepe'nin en büyük isyanı, kulübün “çok başlı” yapısına. Bir yanda Antalyaspor Derneği, diğer yanda Antalyaspor A.Ş. Başkan "birlikte yürüyelim" demiş, red cevabı almış. Yönetim, içeriden düşürülmeye çalışılmış, bazı yöneticilere istifa baskısı yapılmış. Üstelik kulübe para koymayan hissedarlar, yönetim üzerinde patronluk taslamış.
Sormak gerek: Bu mudur şehir takımı yönetmek? Bu kadar çekişme, bu kadar ego savaşının ortasında kalan kim? Elbette Antalyaspor!
Borç büyük, destek küçük
Sinan Boztepe açıkça söylüyor: Kulübün şu anda 12-13 milyon euro’ya ihtiyacı var. Kendi yönetiminin alacağı ise 6 milyon euro. Ziraat Bankası temliği yüzünden TFF’den gelir yok, kulübün kasası bomboş. Taraftara para dağıtılmış, kulüp maaş ödeyemez hale gelmiş. Ne sportif başarı var, ne finansal istikrar.
Tüm bunların yaşadığı i bu kulüp nasıl ayakta kalacak?
Yönetim sabote mi edildi? ..
Transfer çalışmalarını, sponsorlukları, projeleri tek tek sıralıyor başkan. "Yarım kalan işlerimiz var" diyor. Haller. Otel projesi, kolej, su sporları tesisi… Ama ne fayda? İçeriden sabote edilen bir yapıdan istikrar çıkmaz.
Yine başa dönüyoruz:
Taraftar, kulübün sahibi midir, yükü mü?
Boztepe taraftar gruplarına maaş ödemesinin daha önce yapıldığını, kendilerinin bu uygulamayı kaldırdığını da söylüyor. Haksız mı? Taraftar kulüpten maaş almaz, kulübe destek olur! Antalyaspor’u gerçekten seven bir taraftar, kulübün sırtına yük olmaz.
Yeni gelenlere açık çağrı
Boztepe net konuşuyor: “Biz kötü niyetli olsak, alacaklarımızı tahsil edip kulübü kilitlerdik.” Ama yapmamışlar. Şimdi top yeni yönetime geçecek. Peki onlar hazır mı? 11 milyon Euro’yu bulabilecekler mi? Sabotajı bitirecek, projeleri sürdürecek iradeye sahipler mi?
Bu soruların cevabı yok. Ama cevap gelmezse, kriz derinleşir.
Velhasıl…
Antalyaspor’un başkanı yok, hocası yok, parası yok… Ama bolca çekişmesi, egosu ve kaosu var! Bu şehir, bu kulüp bunu hak etmiyor.
Siyasetin gölgesinden, kişisel çıkar hesaplarından kurtulmadıkça Antalyaspor’da teknik direktör de gider, başkan da gider… Ama asıl kaybeden hep aynı olur: Taraftar!
Antalyaspor’u kurtaracak şey bir yönetim değil, bir anlayış değişimidir..