Antalya, nasıl ki İstanbul'dan sonra 'taşı toprağı altın' sloganı ile rantçılara ve rant heveslilerine pazarlandı, yağma ve talan yarışı başladı. Antalya, AKP iktidarı ile birlikte kapanın elinde kaldığı sahipsiz ve de yarınsız bir kent haline geldi. Antalya'da inanılmaz, hızını yetişilemez bir rant yarışı var. Hem de ne yarış.
Rantın dişlileri öylesine keskin ki, ne yasa, ne yönetmelik, ne mahkeme kararı vız gelir. Sırtını iktidar partisinin ensesi kalınlarına ve cici bürokratlarına dayayanlar, babalarından, atalarından miras kalmış gibi Antalya'yı adeta parsel parsel bölüşüyor, Antalya'nın ormanlarını, sularını, dağlarını, meralarını paylaşıyor. Antalya merkezinde rant kardeşliği ile beton dağlar yükselirken, başta maden dostu kesilen taş, kum ve mermer ocağı sevdalıları gözlerini kestirdikleri yerleri istedikleri gibi planlıyor, planlatıyor, istedikleri ruhsatları Ankara'dan yorulmadan alıyorlar.
HER YERDE TALAN HER YERDE YAĞMA
Antalya, özellikle son 15-20 yılda, rantçıların haçlı seferlerini aratmayan girişimleri ile pek çok değerini kaybetti. Ormanlardan, dağlardan, sahillerden başlayan Antalya'yı parçalama, yağmalama ve talan sonunda köylere kadar indi. Önce Antalya'nın doğal mirası falezlerden başlayalım isterseniz. Antalya Kent Konseyi Altyapı Çalışma Grubu, Antalya falezlerinde kaçak ve ruhsatlı yapılaşmanın giderek arttığını, bu durumun doğaya ciddi zararlar verdiğini raporunda vurguladı. Kaçak merdiven ve asansörlerin falezleri tehdit ettiğini belirtti. Onlar belirtiyor ama falezlere yapılan kaçak asansöre Muratpaşa Belediyesi'nin vermediği ruhsatı bakanlık veriyor.
GÜNDOĞMUŞ’TAN KAŞ’A ELMALI’DAN AKSEKİ’YE HER YERDE TALAN
Antalya'yı paylaşma, yağmalama yarışının son haberi de Antalya'nın en uzak ilçesi Gündoğmuş'tan geldi. Serinyaka Mahallesi'ne açılması planlanan taş ocağına Antalya Valiliği ÇED gerekli değildir diyerek yol verdi, CHP Gündoğmuş Belediye Başkan Adayı Nurettin Sönmez, yerel seçim çalışmalarında talan sırasının Gündoğmuş'a geleceğini söylemişti. O zaman burun kıvıran bölge halkı şimdi kara kara düşünüyor. Antalya'nın Akseki ilçesi Gümüşdamla Mahallesi'nde yapımı planlanan hidroelektrik santrali (HES) için açılan dava sonucu Antalya 2'inci İdare Mahkemesi projenin iptalini ve yürütmenin durdurulma kararı verdi, şirket elbette işi Ankara'dan çözdü.
HES’TEN SONRA GES’İ KEŞFETTİLER
Rantçılar HES'ten sonra GES'i keşfetti yağma ve talan için. Elmalı ilçesinin Bayındır bölgesinde yapımı planlanan GES için bölge halkı ve çevreciler, meslek odaları tepkili, sonuçtan ümitli olamaz insan.
PAHA BİÇİLEMEZ DEĞERİNDEKİ KOYLAR İMARA AÇILACAK
Rantın elini tam olarak uzatmadığı Antalya'nın batı bölgesi de sözüm ona duble yol projesi ile rantçılara göz kırpıyor. Finike-Demre-Kaş-Kalkan arasında planlanan ve sadece 15 dakikalık mesafenin kısalacağı yolun asıl ama tarih ve doğanın hakim olduğu koyları imara açmak ülkeyi yönetenlerin amacı. Bitmedi elbette. Manavgat Barajı üzerinde yüzer güneş enerji sistemi (GES) projesi Manavgat'ın yeni belalısı oluyor. Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, yüzer GES için tepkisini, "Suyumuza, aşımıza, ekmeğimize, toprağımıza kimsenin göz dikmesine izin vermeyeceğiz" diyerek ortaya koyuyor ama 5'li çetenin elinden Manavgat'ın barajını kurtarmak pek de kolay olmayacak gibi görünüyor. Rantçılar, Antalya'nın Gazipaşa ilçesine de el attılar.
Dünya harikası Selinus sahilinde Green Park Otelleri'nin sahibi Adil Üstündağ, 2 bin 500 yataklı olarak inşa etmek istediği 5 yıldızlı otelinin ÇED süreci bakanlık tarafından iptal edilmiş olsa bile pes etmeye pek niyetli görünmüyor. Gazipaşa sahilinin yapılaşmaya, betonlaşmaya açılmasında Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın desteklerini unutmamak gerekli. Görüldüğü gibi Antalya kapanın elinde kalıyor. Dünyanın gözbebeği Antalya'yı birkaç rantçı ve destekçileri babalarının malı gibi paylaşıyor. Pekala bu paylaşıma bu yağmaya, bu talana dur demek mümkün olacak mı? Yanıtını bilen varsa beri gelsin…
