Kusura bakmayın ama burada çok net bir siyasi intikam kokusu var.
Hem de öyle hafif hafif değil; dümdüz, buram buram…
Şöyle ki:
1975 yılında kurulan ve yıllarca Türkiye’nin sanayi damarlarından biri olarak çalışan MKE Pil Fabrikası…
Bir dönem üreten, istihdam yaratan, ülkenin teknolojik altyapısına katkı sunan önemli bir tesis.
Peki sonra ne oldu?
AKP iktidarında atıl bırakıldı. Çürüdü, tozlandı, unutuldu.
Ta ki dönemin AKP’li Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü çıkıp
“Biz burayı halka kazandıracağız” deyene kadar…
MKE ile protokol yapıldı, 250 dönümlük dev alan belediyeye tahsis edildi.
Plan netti:
Kütüphaneler, müzeler, sosyal yaşam alanları…
Yani yıllardır çürümeye terk edilen bir kamu mülkünü yeniden hayata döndürme çabası.
Buraya kadar her şey güzel.
Ama seçim bitti, iktidar Kepez’i kaybetti, belediye CHP’ye geçti…
Ve birden ne olduysa oldu:
MKE protokolü iptal etti.
“Biz bu alanı geri alıyoruz” dedi.
Burada çok önemli bir nokta var:
Hem AKP’li Hakan Tütüncü döneminde hem CHP’li Mesut Kocagöz döneminde bu alan için milyonlarca lira harcandı.
Peki bu para kimin parasıydı?
Başkanların değil; milletin parasıydı.
O hâlde soralım:
Bu yatırım çöpe mi gidecek?
Ortaya çıkacak kamu zararını kim karşılayacak?
Belediye mi? MKE mi? Bakanlık mı?
Yoksa yine vatandaş mı?
Bu ülkede siyaset tam olarak böyle işliyor.
Yıllarca kıpırdamayan işler…
Belediyenin rengi değişince bir anda “acil” hâle geliyor.
Bu kararın altında dümdüz bir siyasi intikam kokusu var.
Dava bitti, Kepez Belediyesi kaybetti, tesis MKE’ye teslim edildi.
Şimdi soralım:
Memleket kazandı mı?
Halk kazandı mı?
Eğer 250 dönümlük alan yeniden yıllarca kapısına kilit vurup yatacaksa, bunun adı hizmet değil;
bayağı bildiğiniz cezalandırmadır.
Üstelik o bölge, yıllar içinde kendi doğal ekosistemini oluşturmuştu:
Olgun ağaçlar, yeşil doku, kent için nefes alan bir vadi…
Şimdi?
Kocaman bir belirsizlik.
MKE burada ne yapacak?
Yıllardır yapmadığını şimdi mi yapacak?
Biz bu filmi çok gördük.
İktidar kaybettiği belediyelere “Sıra sizde” diyerek faturayı keser.
Kaybedilen yerlerde protokoller iptal edilir, projeler durur, araziler geri alınır.
Halk mı?
Onu düşünen yok.
Bugün mesele sadece Pil Fabrikası değil.
Mesele, bu ülkenin en değerli kamu mülklerinin siyasete göre bir gün hatırlanıp bir gün unutulması.
Mesele, hizmetin değil siyasetin belirleyici olması.
Mesele, merkezi yönetimin belediyeleri rakip gibi görmesi.
Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün açıklamasını elbette bekliyoruz.
Ama gerçek çok net:
Bu karar teknik değil.
Hukuki değil.
Kentsel ihtiyaçlarla ilgili hiç değil.
Bu karar tamamen siyasi.
Velhasıl kelam:
Bu siyasi hesaplaşmanın bedelini Kepez ödüyor.
Dolayısıyla Antalya kaybediyor.
