Affetme. Dünyanın en güzel coğrafyalarından birisinde, Anadolu’da, sana böyle bir miras bıraktığımız için bizi affetme!
Bir zamandır, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adı altında bir ucubeyi konuşup duruyoruz. Bu yurdu biz verenlerin mirası eğitim sisteminden, elimizde avcumuzda ne kalmışsa onu da almaya çalışana bir model bu.
Oysa, bize bu vatanı miras bırakanlar, bir zamanlar halkın iliğini kemiğini sömüren, geri bırakan, cehaleti besleyen şeyhler, tarikatlar, ağalar ile mücadele etmeyi, onları tarihin tozlu raflarına, bir daha geri dönmemecesine gömmeyi hedef göstermişlerdi.
Oysa biz, bırak bunları tarihin tozlu raflarına gömmeyi, saklandıkları deliklerden, mağaralarından yeniden çıkıp palazlanmalarına engel olamadık. Bu engerek ve çıyanların büyümelerini engelleyemedik. Bunların senin ekmeğine, aşına göz koymalarına engel olamadık. Daha büyük bir suç olarak, senin geleceğini karartma çabalarının önüne geçmeyi beceremedik.
Affetme bizi çocuk!
Nesimileri, Pir Sultanları, Kaygusuz Abdalları yetiştiren, belki de insanlık tarihinde bir ilk olarak çok partili sisteme kendiliğinden ve kansız geçilen bu topraklarda, bir diktatörün emri onlarca siyasi, gazeteci, sanatçı yaren yoldaşın mahpus damlarında yatırılmasına engel olamadık. Hukukun gücünü değil, güçlünün hukukunun uygulanmasına gücümüz yetmedi. Bu nedenledir ki; bugün ülkemin hapishaneleri istihdam kapısı haline geldi. Ne kadar çok mahkum, o kadar çok gardiyan.
Affetme bizi çocuk!
Bu iktidar sorunudur. Biz tepemizdeki azgın gerici iktidara karşı koyamadık. Sen bugünlerin tarihini okurken, bize “eliniz armut mu topluyordu?” diye soracaksın. Ve haklısın bunu sormada.
Ama yine de,
Bir umudum sende, anlıyor musun?
Bizi affedersen, sen de aynı hataları yapacaksın. Yapma.
Bizi affetme ki, sendeki umudum diri kalsın!