Eşref Ural


ANAYASA BİZİM NEYİMİZ OLUR?

ANAYASA BİZİM NEYİMİZ OLUR?


 

 

Fransız Devrimi, bilhassa monarşik iktidarların toplumla sözleşme yapmasını sağladı ki, bu gelişme hiç kuşkusuz çok büyük bir devrimdi. Çünkü gerek Avrupa’da ve gerekse Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinde monarklar, krallar ya da padişahlar hükmettikleri ülke halklarını kulları ya da tebâsı olarak görüyorlar ve daha da önemlisi, muktedir olanlar suç işleseler bile hiçbir şekilde sorumlu tutulamıyorlardı. İşte Fransız İhtilali, bu sürecin sona ermesine ve toplumla iktidar arasında bir sözleşme, bir hukuki ilişki kurulmasına sebep oldu. 

 

Bizim tarihimizde devlet yönetiminin meşruti bir anayasaya bağlanması çabası 1876 yılına kadar gider. Osmanlı Türkiyesi monarşi diye tanımlanabilecek bir rejim olarak yoluna devam etmek istiyordu ama içine düştüğümüz çağ buna izin vermiyordu. 1876’da meşrutiyet ilan edildi, bir Anayasa yapıldı ve bir mebusan meclisi oluşturuldu ama, bir yıl sonra meclis kapatıldı ve anayasa askıya alındı! Dönemin aydınları ve devlet erkanı, bir anayasamız olursa imparatorluğun çözülmesinin önüne geçileceğine inanıyorlardı, ama nasip olmadı. 

 

Ve 20. Yüzyılın ilk yıllarından itibaren Türkiye’de “askerlerin altın çağı” başlıyordu. 1908’de, İttihat ve Terakki önderliğinde bir ihtilal oldu, meşrutiyet ikinci kez ilan edildi. 1908’in Temmuz ayından itibaren bütün Osmanlı Türkiyesinde, Selanik’ten Şam’a, Halep’ten İstanbul’a, Bağdat’tan Manastır’a kadar her vilayette coşkulu kutlamalar yapıldı. Müslim, gayrı-müslim, çocuklar gibi günlerce bayram kutlaması yaptılar. Nihayet kötü günler geride kalmıştı! (Ve daha kötü günler başlıyordu ama elbette o günlerde bunu bilemezlerdi). 

 

Yıllar süren bir ölüm-kalım mücadelesinden sonra nihayet Anadolu, Ege şehirleri ve Trakya’da küçük bir parça kalacak şekilde bağımsız bir ülkeyi elimizde tutmayı başardık. Ve Cumhuriyeti yeni kuran kadro, (ki bu kadro büyük ölçüde askerlerden müteşekkildi) 1924 yılında kendi felsefesine uygun bir anayasa yaptı. Söylemeye bile gerek yok, yeni Anayasa Fransız ihtilali sonrası Batı Avrupa’da kurulan modern sistemleri ve bir ulus-devlet modelini örnek alıyordu ki, bu, o günün dünyasında son derece normal ve anlaşılabilir bir tutumdu. Nereyi örnek alacaklardı, başka neyi referans alacaklardı ki? 

 

Sonraki anayasa maceramız 1961 yılına dair. Bilindiği gibi yine askeri darbe sonrası gelen bir anayasa. Yani başrolde yine askerler var. Her ne kadar demokratik karakteri daha yüksek görünse de, en nihayetinde devletin toplum üzerindeki ağırlığını arttıran ve darbeyi yapan kadronun ihtiyaçlarını ve onları korumaya yönelik yanları da vardı. 

Bir sonraki anayasa maceramız 1982 yılında oldu. Yine bir askeri darbe sonrası. Toplumsal hakları daha fazla kısıtlayan ve sadece devleti korumaya alan, devleti önceleyen bir anayasa oldu ve sıkıyönetim ortamında halka zorla onaylatıldı. 

 

Geçen 42 yıl içinde bu anayasa defalarca değiştirildi. Hatta 2007, 2010 ve 2017 yıllarında rejimin işleyişi açısından son derece radikal değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikler referandum yoluyla millete onaylatılarak yapıldı ama esasen toplumun ihtiyaçları açısından değil, iktidarın ihtiyaçları açısından yapılan düzenlemeler olarak ortaya çıktı. Diyebilirim ki bu değişikliklerden en çok millet zararlı çıktı. Çünkü “başkanlık sistemi” olarak topluma atılan bu kazık, esasen tam bir “tek adam rejimi” kurulmasıyla sonuçlandı. 

 

Şimdilerde yeni bir anayasa gündeme getirilmeye çalışılıyor. Bana göre bu da Türk halkının değil, muktedirlerin ve belki de siyaset yapıcıların ihtiyaçlarından zuhur ediyor. Türkiye’nin yeni bir anayasaya değil, var olan anayasaya uyulmaya ihtiyacı var. Uyulmayacaksa, yeni bir anayasaya niye gündeme gelir ki? 

Ama ille de yeni bir anayasa yapılmak isteniyorsa, hiç kalabalık lafa gerek yok, başkanlık sisteminden çıkılması, güçlü bir parlamento yapısının yeniden tesis edilmesi ve kuvvetler ayrılığı prensibine dayalı denge-denetim-kontrol mekanizmasının eksiksiz çalışacağı bir düzenleme uygun olabilir. Gerisi boş laftır vesselam. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Benzine bir zam daha

Kira zam oranı belli oldu

ENAG açıkladı

Konkordato başvuruları 2024’te zirve çıkmış

ANTALYA TİCARET BORSASI ARALIK AYI HAL ENDEKSİNİ AÇIKLADI

Emlak satışı ve kiralaması için yeni dönem resmen başladı!

Açlık sınırı 21 bin 83 TL

ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman: “Antalya İçin Daha Güçlü Bir Ekonomi Hedefliyoruz”

Halı sektörü  geleceğin tasarımcılarıyla bir araya geldi

ASKON ANTALYA 3. DÖNEMİN YOL HARİTASINI AÇIKLADI

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 18 16 0 2 30 50
2.Fenerbahçe 18 13 2 3 27 42
3.Samsunspor 18 11 4 3 14 36
4.Göztepe 18 9 5 4 14 31
5.Eyüpspor 18 8 4 6 10 30
6.Beşiktaş 18 8 4 6 8 30
7.İstanbul Başakşehir 18 7 6 5 4 26
8.Gazişehir Gaziantep 18 7 7 4 -1 25
9.Rizespor 18 7 8 3 -8 24
10.Trabzonspor 18 5 6 7 6 22
11.Alanyaspor 18 5 6 7 -2 22
12.Kasımpaşa 18 4 5 9 -6 21
13.Antalyaspor 18 6 9 3 -16 21
14.Sivasspor 18 5 8 5 -7 20
15.Konyaspor 18 5 8 5 -7 20
16.Kayserispor 18 3 8 7 -17 16
17.Bodrum FK 18 4 11 3 -11 15
18.Hatayspor 18 1 11 6 -15 9
19.Adana Demirspor 18 2 14 2 -23 5