CHP Eskişehir Milletvekili Çakırözer, "Önümüzdeki günlerde Siber Güvenlik Kanunu diye bir kanunla yine gazeteciliği, basın özgürlüğünü hedef alan muğlak düzenlemeler özgürlüklere tehdit olarak karşımıza çıkmış durumda. Düzenleme ile basını susturmak için bu kez de veri sızıntısı yapılmış gibi içerik oluşturma suçu getirilmekte. AKP, Meclis’e getirdiği bu teklif ile yine gazeteciliği, ifade ve basın özgürlüğünü hedef alıyor. Bu kanun teklifindeki bazı düzenlemelerin sansür yasasından farkı yok" dedi.
Çakırözer her ay düzenli yayınladığı Basın Özgürlüğü Raporu'nu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında paylaştı.
"Bilirkişi röportajı" soruşturması kapsamında tutuklanan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ı cuma günü Marmara Cezaevi’nde ziyaret ettiğini belirten Çakırözer, Toktaş’ın mesajını aktardı. Toktaş'ın “Yaptığım faaliyet gazetecilik dışında bir şey değildir. Gazetecilik yaptığım için maalesef özgürlüğümden mahrum bırakıldım. Gazetecilik yaptığım için cezaevinde tutuluyorum” mesajını iletiğini söyleyen Çakırözer, Toktaş’ın avukatlarının bu hafta tutukluğa itiraz edeceğini belirterek, Toktaş için özgürlük çağrısında bulundu.
Çakırözer, ocak ayında ifade ve basın özgürlüğü alanında yaşanan ihlallere ilişkin şu bilgileri aktardı:
"Maalesef 2025 yılının ilk ayı da gazetecilere yönelik baskı, soruşturma, gözaltı, tutuklamaların yaşandığı bir ay oldu. Yılın ilk ayında basın emekçileri sadece gazetecilik yaptıkları için gözaltına alındı, cezaevine konuldu.
"Adli kontrol basın özgürlüklerine vurulan darbedir"
Ocak ayında Türkiye’de gazeteciler tam 75 kez hakim karşısına çıktı ve haberlerini, paylaşımlarını savunmak durumunda kaldılar. Bu gazetecilerden aralarında İsmet Orhan’ın da bulunduğu 19 gazeteci gözaltına alındı, 9 gazeteci tutuklandı.
Anadolu Ajansı’nın Gazze’de görev yapmakta olan serbest kameramanı Sait Ebu Nebhan 10Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde İsrail’in saldırılarında maalesef hayatını kaybetti.
Sıralayacak olursak; İstanbul Büyüşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun basın açıklamasında dile getirdiği bilirkişiye cevap hakkı tanıdıkları için başlatılan soruşturma kapsamında gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek, Serhan Asker, Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş gözaltına alındı. Halk TV’nin Genel Yayın Yönetmeni de olan Suat Toktaş tutuklandı, bugün beşinci günü tutukluluğunun. Barış Pehlivan, Kürşad Oğuz ve diğerleri ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar. Adli kontrol de bir kısıtlamadır. Bu meslektaşlarımız hukuksuz bir şey yapmamıştır, adli kontrol dahi basın özgürlüklerine vurulan darbedir.
İstanbul’da yürütülen bir başka soruşturma kapsamında 7 gazeteci tutuklandı. Tarihçi, TELE 1 program yapımcısı Çiğdem Bayraktar Ör de sosyal medya paylaşımı nedeniyle Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla tutuklandı. 6 Şubat depremlerine ilişkin paylaşımları gerekçe gösterilen gazeteci Yüsra Batıhan, 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Gazeteci Furkan Karabay yine yaptığı bir haber nedeniyle yargılandığı davada para cezasına çarptırıldı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında belgeye dayanarak yazdığı haberler nedeniyle BirGün muhabiri Mustafa Bildircin hakkında soruşturma başlatıldı. SZC TV muhabiri Fırat Fıstık ile gazeteciler Şirin Payzın ve Barış Yarkadaş hakkında haber, yazı ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek soruşturmalar açıldı. TV 100 yorumcusu Barış Yarkadaş, kadına karşı şiddet uygulayan biri hakkında yaptığı haberi nedeniyle cezaevine konulan fail tarafından yapılan suç duyurusu nedeniyle soruşturma açılması dikkate şayandır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın savcılık sürecinde başsavcının adliyeye geldiği ve soruşturmada görevle hakimleri etkilemeye çalıştığı yönündeki haberler hakkında da soruşturma başlattı.
"Görevi televizyon kanalarının özgürce haber yapmalarını sağlamak olan RTÜK, bunu kanalları cezalandırmak için kullanıyor"
Soru sormak, paylaşım yapmak gördüğünüz gibi soruşturma gerekçesi. Aynı şekilde yine haberciliğe RTÜK de ceza kesti ocak ayı boyunca. Anayasal görevi televizyon kanalarının özgürce haber yapmalarını sağlamak olan RTÜK, maalesef bu hakkını kanalları cezalandırmak için kullanıyor.
36’sı çocuk, 78 kişinin yaşamını yitirdiği Bolu Kartalkaya’da çıkan yangınla ilgili ihmaller, denetimsizlikler ve yangının sorumlularının açığa çıkarılması çağrıları yapılırken yapılan ilk iş RTÜK tarafından yayın yasağı getirmek oldu.
Gazeteci Barış Pehlivan’ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili dosyalara atanan bilirkişiyle yaptığı telefon görüşme kaydının yayınlanması nedeniyle Halk TV’ye yüzde 3 idari para cezası verildi. NOW TV, SZC TV ve TELE 1’e Kartalkaya otel yangını; SZC TV’ye RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’e yönelik ifadeler ve ana haber bülteninde Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına ilişkin ifadeler nedeniyle cezalar verildi.
"AKP, Siber Güvenlik Kanunu teklifi ile gazeteciliği, ifade ve basın özgürlüğünü hedef almakta"
Yaşadığımız kısıtlamalar, sınırlamalar bunlarla bitmiyor. Önümüzdeki günlerde Siber Güvenlik Kanunu diye bir kanunla yine gazeteciliği, basın özgürlüğünü hedef alan muğlak düzenlemeler özgürlüklere tehdit olarak karşımıza çıkmış durumda. Düzenleme ile basını susturmak için bu kez de veri sızıntısı yapılmış gibi içerik oluşturma suçu getirilmekte. Teklif ile veri sızıntısı olmadığı halde veri sızıntısı yapılmış gibi algı oluşturma suçu oluşturulurken bu suçu işleyenlere de 2 ila 5 yıl arasında hapis cezası öngörülmekte. Teklif ile Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan Siber Güvenlik Kurulu Başkanlığı’na da geniş yetkiler verilirken Siber Güvenlik Başkanlığı istediği yerde hakim onayı olmaksızın arama yapabilecek, dijital materyallere el koyacak, kopyalayacak. AKP, Meclis’e getirdiği bu teklif ile yine gazeteciliği, ifade ve basın özgürlüğünü hedef alıyor. Bu kanun teklifindeki bazı düzenlemelerin sansür yasasından farkı yok."