Tarih: 07.07.2025 15:43

SKUP TÜRKİYE PROJESİ, AB VE TÜRKİYE İŞ BİRLİĞİYLE TAMAMLANDI

Facebook Twitter Linked-in


Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanı ile yürütülen, Türkiye Belediyeler Birliğinin (TBB) nihai faydalanıcısı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının ise sözleşme makamı olduğu, sürdürülebilir kentsel hareketliliğin çatı projesi SKUP Türkiye kapsamında düzenlenen Uluslararası Kentsel Hareketlilik Konferansı ve Proje Kapanış Etkinliği, Ankara’da gerçekleştiriliyor.
Sürdürülebilir kentsel hareketliliğin ulusal ve uluslararası öncülerini bir araya getiren konferansta, belediye temsilcileri, büyükelçilik yetkilileri, bakanlık yöneticileri, ulusal ve uluslararası sektör uzmanları ve akademisyenler buluştu. 
Etkinlik kapsamında kapsayıcı ulaşım politikaları, yenilikçi finansman modelleri ve veri odaklı yönetişim yaklaşımları gibi kritik konu başlıkları etrafında bilgi paylaşımı sağlandı; yeni iş birliği ağlarının kurulması yönünde adımlar atıldı.
Konferansta akıllı ulaşım çözümlerinden politika geliştirme süreçlerine, saha uygulamalarından stratejik planlamaya kadar birçok tema masaya yatırıldı. Etkinlik kapsamında SKUP Türkiye Projesi’nin üç yıllık çıktıları değerlendirildi.
Etkinliğin açılış konuşmalarını TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız ile AB Türkiye Delegasyonu Bașkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas yaptı.
Yıldız: “Şehirlerimizi daha yaşanabilir kılmak için birlikte çalışacağız”
Etkinliğin 12 oturum boyunca sürdürülebilir kentsel hareketlilik alanında çalışan tüm paydaşlara kapsayıcı bir diyalog zemini sunduğunu belirten Suat Yıldız, konferansın şehirleri daha yaşanabilir, erişilebilir ve dirençli kılmak için önemli bir fırsat olduğunu ifade etti.
SKUP Türkiye Projesi’nin 3 yıl süren uygulama dönemine ilişkin atılan adımların ele alınacağını belirten Yıldız, “Projenin değerli çıktıları, oluşturduğu bilgi birikimi ve sürdürülebilir kentsel hareketlilik alanında sağladığı kurumsal dönüşüm, şehirlerimizin sürdürülebilir geleceğine ışık tutacaktır.” diye konuştu.
Yıldız konuşmasında, TBB’nin SKUP Türkiye Projesini sadece bir faydalanıcı olarak değil, yönlendirici ve vizyoner aktör olarak sahiplendiğini belirtti. AB ve Türkiye Cumhuriyeti ortak finansmanı ile yürütülen projenin, belediyelerin bu alanda politika ortağı ve stratejik aktör haline gelmelerine olanak sağladığını vurgulayan Yıldız, “Bu proje, yerel yönetimlerimizin kapasitesini güçlendirmek ve ulusal düzeyde bir dönüşüm yaratmak için bir katalizör oldu.” dedi.
Konuşmasında SKUP Türkiye’nin en önemli çıktılarından biri olan Beyaz Kitap’a da değinen Yıldız, bu belgenin ulusal ve yerel düzeyde kurumsal dönüşümü hedefleyen vizyoner bir rehber niteliğinde olduğunu söyledi. Yıldız, ayrıca teknik rehberler, el kitapları, AB teknik resmi dokümanlarının çevirileri ve eğitim içeriklerinden oluşan SKUP Bilgi Kütüphanesi’nin, uygulayıcılar için kalıcı bir kaynak niteliği taşıdığını ifade etti.
Yürütülen tüm SKUP planlarının başarılı olabilmesi için güçlü vatandaş katılımının şart olduğunu belirten Yıldız, Avrupa Hareketlilik Haftası’nın bu alandaki en etkili araçlardan biri haline geldiğini dile getirdi. 30 Haziran’da yapılan Avrupa Hareketlilik Haftası lansmanının da bu yaklaşımın en somut örneklerinden biri olduğuna dikkati çekti.
Konuşmasının sonunda, projenin sona erdiğini ancak mirasının kalıcı olacağını vurgulayan Yıldız, SKUP Türkiye’nin oluşturduğu bilgi birikimi ve politika çerçevesinin gelecekteki planlamalara yön vereceğini söyledi. TBB olarak bu yaklaşımı yaygınlaştırmakta kararlı olduklarını belirten Yıldız, “SKUP Türkiye Projesi, bugün resmi olarak sona eriyor olabilir; ancak bıraktığı miras, şehirlerimizin geleceğini şekillendirmeye devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Vilcinskas: “Kentsel hareketlilik artık sokakta hissedilmeli” 
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas, kentsel ulaşımda yaşadığı kişisel bir deneyimi paylaşarak sözlerine başladı. Vilcinskas, etkinlik sabahı 14 kilometrelik mesafeyi 45 dakikada alabildiğini belirterek, ortalama hızının saatte yalnızca 20 kilometre olduğunu söyledi. Bisiklet yollarının eksikliğine dikkati çeken  Vilcinskas, “Dakikada 300 metre ilerledik. Bu size de tanıdık geliyor olabilir. İşte bu nedenle kentsel hareketliliği daha fazla konuşmamız gerekiyor.” dedi. 
Proje kapsamında hazırlanan “Beyaz Kitap”ın yalnızca bir politika belgesi değil, aynı zamanda şehirleri daha yaşanabilir kılmak için bir kentsel mücadele yol planı olduğunu ifade etti. Vilcinskas, “Bu belge, faydalanıcısının şehirleri dönüştürmek için olağanüstü sonuçlar elde ettiği bir çalışmanın ürünü.” diye konuştu.
İklim krizine ve doğal afetlere karşı dirençli şehirler inşa etmenin zorunlu hale geldiğini belirten Vilcinskas, “Beyaz Kitap”ın bu konuda da yol gösterici bir kaynak olduğunun altını çizerek “Dirençli olmak zorundayız. İklim ve sismik dirençlilik için Türkiye iddialı adımlar atıyor. Bu sadece bir kentleşme meselesi değil; hayat kurtarmak adına da hayati önemde.” dedi.
Sözlerini Türkçe konuşarak sonlandıran Vilcinskas, “Dönüşüm, zaman ve para ister, kolay bir süreç değildir. Güçlü temelleri olan yerel bir demokrasiye gerektirir. Kentleri daha iyi daha temiz ve daha güvenli yarınlara doğru şekillendirirken yakın bir dost ve ortak olarak Avrupa Birliğine güvenebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Taşkın: “Kentsel hareketlilik çok boyutlu bir mesele”
Etkinlikte kilit konuşmacı olarak sunum yapan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı Kutluhan Taşkın, sürdürülebilir kentsel hareketliliğin yalnızca altyapı değil; ekonomik, çevresel ve sosyal yönleriyle çok boyutlu bir mesele olduğunu vurguladı. 
Küresel düzeyde siyasal, ekonomik, iklim ve demografik krizlerin şehir yaşamını ve ulaşım sistemlerini doğrudan etkilediğini belirten Taşkın, bu dönüşüm sürecinin insan ve teknoloji etkileşimiyle hızlandığını söyledi. Türkiye'nin kalkınma planlarında yeşil ve dijital dönüşümün merkezde yer aldığını ifade ederek, bu alanların yeni istihdam türleri ve sürdürülebilir şehir politikaları açısından kritik olduğunu dile getirdi.
Taşkın, bireysel taşıma yerine toplu taşımanın teşvik edilmesi gerektiğini vurgularken, mikro hareketlilik çözümlerinin de hem çevresel hem ekonomik fayda sağlayacağını kaydetti. Sürdürülebilir ulaşımın toplumsal eşitsizlikleri azaltma potansiyeline dikkat çekerek, yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve düşük gelirli kesimlerin ihtiyaçlarının ulaşım politikalarında mutlaka gözetilmesi gerektiğini belirtti. Akıllı şehir teknolojileri ve veri temelli yönetişimin, kent içi ulaşımda verimliliği artıracağına ve entegre sistemlerin önemine dikkat çekti.
“Geleceği Şekillendirmek: Etki ve İlerlemenin Anahtarı Planlama”
Etkinlik, “Geleceği Şekillendirmek: Etki ve İlerlemenin Anahtarı Planlama” başlıklı panelle devam etti. SKUP Türkiye Projesi Takım Lideri Dr. Volkan Recai Çetin, stratejik planlamanın kentsel hareketlilikte vizyon ve eylemi birleştirme gücünü tartışan panelin moderatörlüğünü üstlenirken, TBB Proje ve Finans Müdürü Fikret Gültekin, proje yönetimi ve dijital altyapının sürdürülebilir ulaşım planlamasındaki rolünü aktardı. 
Gültekin, belediyelerin sürdürülebilir kentsel hareketlilik için stratejik planlarını ilk altı ayda hazırlamasının kritik olduğunu vurguladı. Gültekin, bu planların ulusal kalkınma politikalarıyla uyumlu, bütüncül ve entegre bir bakış açısıyla oluşturulması gerektiğini belirterek; mali özerklik, öz gelir artışı ve alternatif finansman modellerinin belediyeler için öncelikli hale gelmesi gerektiğine dikkati çekti.
Kamu politikaları ve sosyal araştırmaların kentsel hareketlilik planlamasındaki etkisini ele alan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Sektörler ve Kamu Yatırımları Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hande Hacımahmutoğlu, kalkınma planlarının ve yıllık programların sürdürülebilir kentsel ulaşım politikalarının belirlenmesindeki önemine değindi. Hacımahmutoğlu, 12. Kalkınma Planı’nda kent içi ulaşımda düşük emisyonlu araçlar, toplu taşıma, mikro mobilite ve yaya hareketliliğine öncelik verildiğini belirtti. 
Ulaşım ve çevre politikalarının sürdürülebilir kentsel hareketlilikteki öneminden söz eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı AB Yatırımları Dairesi Başkanı Dr. Tijen İğci, sürdürülebilir kentsel hareketlilik planlamasında merkezi otoritelerin ve AB fonlarının önemine vurgu yaptı. İğci, Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Trabzon, Kahramanmaraş ve Düzce gibi illerde uygulanan projelerle yaya öncelikli alanlar, akıllı ulaşım sistemleri ve erişilebilirlik odaklı çözümler geliştirildiğini ifade etti.
AB Türkiye Delegasyonu Yeşil Finans ve Kapsayıcı Büyüme Programı Yöneticisi Dr. Göktuğ Kara, karbon finansmanı ve sürdürülebilir liman altyapılarının kentsel hareketliliğe katkısını değerlendirdi. Kara, sürdürülebilir kentsel hareketlilik sürecinin Türkiye’de 2012’den bu yana önemli bir gelişim gösterdiğini ve bu başarının vizyon, kurumsal destek, mevzuat, insan kaynağı ve finansman gibi beş temel unsurun bir arada işlemesiyle mümkün olduğunu belirtti. Ayrıca, “Beyaz Kitap”ın önümüzdeki dönemin vizyon belgesi olacağını ve yerel yönetimler tarafından sahiplenilmesinin kritik olduğunu dile getirdi.
SKUP rehberlerinin hazırlanmasındaki deneyimlerini ve sürdürülebilir hareketlilik planlamasını paylaşan SKUP Uzmanı Dr. Susanne Boehler-Baedeker, Türkiye’de sürdürülebilir kentsel hareketlilik alanında yürütülen çalışmaların önemli bir miras oluşturduğunu ve Beyaz Kitap’ın bu süreci yönetişim ve stratejik planlama açısından ileriye taşıyacağını belirtti.
Döngüsel ekonomi ve SKUP İzmir Projesi’nin kentsel hareketlilikteki yenilikçi yaklaşımlarını aktaran Panteia Uluslararası ve Ulaşım Direktörü Menno Menist de sürdürülebilir kentsel hareketlilikte uluslararası deneyimlerin ve yerel uygulamaların karşılıklı etkileşimle geliştiğini vurguladı. Projelerin başarısında yönetişim, kapasite geliştirme ve stratejik kararlılığın kritik olduğunu söyleyen Menist, finansmana erişimin mümkün olduğunu ancak neyin istendiğinin net tanımlanması gerektiğini ifade etti.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —