9385,28%2,67
39,64% 0,06
46,00% 0,21
4239,82% -1,18
6832,96% -1,69
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de partisinin haftalık grup toplantısında yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
"19 Mart darbesinin üstünden tam 97 gün geçti. 97 gündür iftiradan başka bir şey yok. Akşamları televizyonda haysiyet cellatlığı dışında hiçbir şey yok. Evlatlarla uğraşmaya, eşlerle uğraşmaya, anneyle-babayla uğraşmaya başladılar. Yetmedi, Ekrem İmamoğlu’nun kendi yazlığında arama yaptılar, babasının yazlığında arama yaptılar. Babasının yıllar önce belediyeye terk ettiği alanda kuyuların dibine girdiler, arama yaptılar. 50 metrelik parseller halinde 20 yerde arama yaptılar. Bir kör kuruş bulamadılar, bulamayacaklar ama olduğuna inanarak kazmaya devam edecekler. Neden? Çünkü kişi kendinden bilir işi. O yüzden kazıyor.
“Sanıyor ki kendisi gibi bir siyasetçiyi kazırsan altından hırsız çıkar”
Niye çocuğa gidiyor? ‘Sıfırladık babacağım’ı hatırlıyor. Niye evlere, yatak odalarına gidiyor? Ayakkabı kutularını biliyor. Neden olur olmaz yerleri kazıyor? Çünkü sanıyor ki kendisi gibi bir siyasetçiyi kazırsan altından hırsız çıkar. Ekrem İmamoğlu’nu, ailesini 90 gündür kazıyor, altından insan çıkıyor. Namuslu bir insan çıkıyor.
“İmamoğlu’nun tek suçu Erdoğan’ı yenecek olmasıdır”
Sayın Erdoğan diyordu ki ‘Efendim bir ay sonra…’ Bu lafı dediğinden beri 94 gün geçti. ‘Bir ay sonra, birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar. Ailelerinin gözüne bakamayacaklar.’ O lafları söylediğinde ‘Turpun büyüğü heybede’ diyordu. O turpun büyüğü nerede? Kopacak dananın kuyruğu nerede? CHP’nin Genel Başkanı burada, Türkiye’nin gözünün içine baka baka söylüyorum: Ekrem İmamoğlu, masumdur. Tek suçu cumhurbaşkanı adayı olmasıdır, Erdoğan’ı yenecek olmasıdır.
“27 gündür, 27 bin liraya 27 milyon dedikleri için içeride tutulan Çağla’nın hikayesi orada”
Üç insan hikayesini aktarmadan buradan inmem. İlki hapisteki bir suçsuz insan: Çağla Demir. İBB Kültür A.Ş.’de çalışan bir uzman. Jandarma eve gelmiş, bulamamış. Telefonunu komşulardan almış aramış. Çağla açmış, ‘İşteyim’ demiş. Çağırmışlar, kalkıp gitmiş. Adliyeye gitmiş, savcı demiş ki jandarmaya, ‘İşim çok nezarete atın, çağıracağım.’ Jandarma demiş ki ‘Kendi geldi, kaçmadı. Yollayalım, yarın yine gelir.’ ‘Atın nezarete’ demiş. Nezarette iki gece, üç gün tutmuş, karşısına getirmiş. İkinci gün ‘Telefonundan ihale evrakları ele geçirildi, hesap hareketlerinde de 37 farklı işlem saptandı’ denmiş. İş şimdi ortaya çıkıyor ki televizyonlar onu söylediğinde daha telefonu teslim edilmemiş. Ama teslim edilen telefondan da hiçbir şey çıkmamış. Bir kişiyle 10 işlemde, bir kişiyle dokuz işlemde, bir kişiyle 18 işlemde hesap hareketleri. ‘Milyon’ diye söylediler ya üç sıfır fazla söylemişler. Şimdi resmi kayıtlarda var. Dokuz işlemde 9 bin 800 lira biriyle, 10 işlemde 2 bin 400 lira biriyle, 18 işlemde 28 bin 600 lira biriyle. Çağla açıklıyor, ‘Ofisteki arkadaşımla dışarıdan yemek söylüyoruz. Birimiz söylüyor, öbürü payını onun hesabını atıyor.’ Bir tane çok kişinin kendisine para yollaması var. Paranın tam tutarı kadar kocaman bir pasta faturası. Pastanın ofisteki arkadaşların payına düşeni yollaması. 27 gündür, 27 bin lira olan şeye 27 milyon dedikleri için içeride tutulan, hesap hareketinde arkadaşlarıyla birbirine küçük paralar atan, telefonundan hiçbir şey çıkmayan Çağla denen bir masumun hikayesi orada.
“Erdoğan’a sesleniyorum: Etkin pişmanlığı bırak, son pişmanlık fayda etmeyecek. Bu millet bunların hesabını sana soracak”
Ama dışarıda olan birisi var. 2011 yılında yeşil alanı İBB’den 25 milyon lira bedelle satın alıyor. İBB arazinin imarını değiştiriyor. 2017’de 25’e aldığı yeri, 430 milyon liraya İBB’ye geri satıyor. O gün için 106,5 milyon dolar, bugün için 4,2 milyar lira fazladan para kazanıyor. Bu kişinin dosyası hazır, savcıya veriliyor. Süleyman Soylu o aşamada el koyuyor. Bu dosyanın böyle olduğunu Akın Gürlek de biliyor Süleyman Soylu da biliyor İBB’nin geçen dönem bütün belediye meclis üyeleri de biliyor Recep Tayyip Erdoğan da biliyor. Bu adam dışarda geziyor. Ama diğer yandan masum Çağla içeride. Suçlu adam dışarıdayken bir de dertli adam var. Geçen hafta Hacıbayram’da arabaya binerken cayır cayır bağırıyor birisi. Mert. İki çocuk babası. İşsiz. Bana şöyle bağırdı: ‘Namertlere yenildim Genel Başkan. Hırsızlık yapıp cezaevine gireceğim. Yemek de var yatacak yer de var. Ama bu iki çocuğu kim doyuracak’ diyor. Türkiye’de masum yere içeride yatan Çağlalar, 4,2 milyar lirayı çalıp AK Partili diye dışarıda keyif çatanlar, ‘İki çocuğu sen doyuracaksan, ben hapse gireceğim, karnımı doyuracağım’ diyen Mertlerin yaşadığı bir yerde; Tayyip Erdoğan çıkmış bana diyor ki ‘Etkin pişmanlıktan yararlan. Ekrem’e sırtını, bana yüzünü dön. Yanıma gel’ diyor. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum: Etkin pişmanlığı bırak, son pişmanlık fayda etmeyecek. Bu millet bunların hesabını sana soracak. Teker teker soracak.”
“20 milyondayız, 7 milyon için geri sayıyoruz”
Sözlerine, “Bugün açılışı iyi bir CHP’li ile yaptık. ‘Kucaklaşmaya geldim’ dedi, kucaklaştık. Kapanışı da iyi bir CHP’li ile yapmak istiyorum” diye devam eden Özel, CHP’nin eski Lüleburgz İlçe Başkanı Zevcan Acar’ı kürsüye davet ederek şunları söyledi:
“Zevcan Acar görevi bırakmış, Lüleburgaz’da iyi bir CHP’li. Dedim ya ‘Bütün CHP’liler sorumluluk sizde. İmza kampanyası için föyleri alacaksınız. Sokağa çıkacaksınız. İkna edebildiğiniz kadar insanı ikna edip imza toplayacaksınız.’ Zevcan Acar kendi arabasıyla, birkaç arkadaşıyla Lüleburgaz’ın bütün köylerinde, komşu ilçelerin köylerine tek tek gidip tam 10 bin imzayı bir başına topladı. Bu imzaların bir önemi var. 180 binin üzerinde sandık görevlisi, Ensar Başkan’ın koordinasyonunda geri sayıma başlıyor. Yine 50 bin mahalle görevlimiz geri sayıma başlıyorlar. Burada teslim aldığım 10 bin imza, CHP’lilerin bugüne kadar topladığı 20 milyonuncu imzadır. Artık tarihin en büyük geri sayımı için, tarihin en büyük güvensizlik oyu için Erdoğan’ın karşısına ona atılan oy kadar ‘Erken seçim istiyorum’ diyen imza için geri sayım başladı. 20 milyondayız, 7 milyon için geri sayıyoruz. Zevcan Acar’ı, tüm örgümüz ve imza kampanyasına emek veren herkes adına partinin Genel Başkanı olarak tebrik ederek kucaklıyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. CHP örgütünün önünde saygı ile eğiliyorum. İyi ki varsınız. Yolumuz açık olsun, hep beraber iktidara yürüyoruz. Herkes buna emin olsun.”