9396,02%1,4
38,00% 0,22
43,19% 0,09
4069,83% 0,20
6569,86% 0,00
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, önümüzdeki ilk genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargı görünümlü iktidar kumpasıyla tutuklanmasının ardından başlattığı eylemsellik sürecini yeni bir evreye taşıdı.
19 Mart darbesinin ardından Saraçhane’de başlatılıp, Maltepe’ye taşınan darbeye karşı direniş süreci, artık her hafta sonu Türkiye’nin bir ilinde, her çarşamba da İstanbul’un bir ilçesinde devam ettirilecek. Sürecin İstanbul’daki ilk adresi ise Şişli oldu. Vatandaşlar, asılsız “terör” suçlamasıyla tutuklanıp yerine kayyım atanan seçilmiş Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın ana görev yerinde bir araya geldi.
İMAMOĞLU VE ŞAHAN’IN MESAJLARINI ÇELİK OKUDU
Vatandaşlar, iradeleri dışında kayyım tarafından yönetilen Şişli Belediye binası önüne dört bir koldan yürüyüş başlattı. “Cumhurbaşkanı İmamoğlu”, “Ekrem Başkan”, “Kayyımlar gidecek, biz kalacağız”, “Hak, hukuk, adalet”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Hükümet istifa”, “Diplomasız Erdoğan”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Susma sustukça sıra sana gelecek” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarını atan kitleye, çevredeki apartmanlardan da tencere-tavalı destek geldi. Yürüyen vatandaşlar, evlerinden destek veren yurttaşları “gel, gel” diyerek Şişli Belediyesi önüne çağırdı. Şişli Belediyesi önündeki alanı hınca hınç dolduran vatandaşlara, haksız ve hukuksuz bir biçimde Silivri’de tutsak edilen belediye başkanlarının Silivri’den yolladıkları mesajlar okundu. “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” başlığıyla düzenlenen buluşmada, İmamoğlu ve Şahan’ın mesajlarını CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu.
İMAMOĞLU: “TÜRKİYE CUMHURİYETİ; MEŞRUİYETİNİ VATANDAŞIN İRADESİNDEN ALAN BİR DEVLETTİR”
İmamoğlu, mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Yüreği adalet ve ülke sevgisiyle çarpan, güzel insanlar, benim sevgili hemşerilerim, merhaba. Sizler, bu güzel şehrin, bu eşsiz ülkenin sahiplerisiniz. Türkiye Büyük Millet Meclisi sizin adınıza kanun çıkarır, mahkemeler sizin adınıza karar verir. Muhtardır, belediye başkanıdır, cumhurbaşkanıdır; fark etmez. Yönetici olarak seçtikleriniz, size hizmet etsin diye, geçici süreyle yetki verdiğiniz görevlilerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin özü, esası budur. Türkiye Cumhuriyeti; gücünü, meşruiyetini vatandaşın iradesinden alan bir devlettir. Bu topraklarda devlet ne kadar kutsalsa, vatandaşın iradesi de en az onun kadar kutsaldır. Vatandaşın sandığa attığı oyun kıymeti kalmazsa, bu devletin de kıymeti kalmaz. Onun için, milli iradeyi hiçe saymaya yönelik her türlü girişim, devletimizin varlığını ve itibarını hedef alan bir darbe girişimidir.”
“BİR DAHA ASLA SEÇİM KAZANAMAYACAKLARINI BİLEN O BİR AVUÇ İNSANA GEÇİT VERMEYECEĞİZ”
“Şişli Belediye Başkanımız Sayın Resul Emrah Şahan, yıllarca beraber çalıştığım, çok iyi bir şehir plancısıdır. Onun birikimine, yeteneğine, insanlığına inancım tamdır. Sadece ve sadece halka hizmet etme tutkusuyla çalıştığına çok yakından şahidim. Resul Emrah Şahan kardeşimi ve diğer kıymetli ilçe belediye başkanlarımızı hapse atanlar; Esenyurt ve Şişli Belediyesi’ne kayyum atayanlar; Ekrem İmamoğlu belediye başkanlığı yapmasın, cumhurbaşkanı adayı olmasın diye hukuku ayaklar altına alıp her türlü zorbalığı yapanlar, bir darbe girişimi içindeler. Milletimizin iradesine, devletimizin varlığına ve itibarına saldırıyorlar. Bir daha asla seçim kazanamayacaklarını bilen o bir avuç insan, demokrasiye son verip, kendilerini devletin sahibi, milletin efendisi ilan etmeye hazırlanıyorlar. Onlara asla geçit vermeyeceğiz.”
“ÇOK YAKINDA KAZANACAĞIZ”
“Bizler, bu ülkede hukuk ve demokrasinin hakim olmasını, milletin iradesine saygı gösterilmesini isteyen milyonlarız. Bizler, adalet istiyoruz, adalet. Yalnız kendimiz için değil, herkes için adalet istiyoruz. Ekonomide, eğitimde, yargıda, sağlıkta, devletin sunduğu tüm imkanlarda adalet istiyoruz. Bu millet, adaletsizliğin acı faturalarını çok ödedi, ödemeye devam ediyor. Ama bu son olacak. Milletin demokrasiye sahip çıkmasıyla başlayan bu mücadele, ‘adaletin iktidarını kurana kadar durmayacak, dalga dalga büyüyeceğiz. Birleşe birleşe güçleneceğiz. Demokrasi ve adalet davamızı, haklılığımızı asla kaybetmeden, içimizdeki adalet duygusundan ödün vermeden kazanacağız. Akşamdan sabaha, bugünden yarına olmayacak. Ama çok yakında kazanacağız.”
“BU GERÇEKTEN EN ÇOK KORKAN KİŞİYE SESLENİYORUM”
“Bu gerçeği en iyi bilen, bu gerçekten en çok korkan kişiye sesleniyorum: Saatleri durdurarak zamanın akışını önleyemezsin. Üzerini örterek, gerçekleri gizleyemezsin. Milleti yok sayarak, ülkeyi yönetemezsin. Seçimden kaçamayacaksın ve o sandığa gömüleceksin. Ne yaparsan yap, seçimde karşında Ekrem İmamoğlu olacak. Hem de bir değil, milyonlarca Ekrem İmamoğlu olacak. Yenileceksin… ‘Hak yemem, hakkımı da yedirmem’ diyen milyonlara yenileceksin. Sevgili kardeşlerim; vakti gelmiş bir değişimin karşısında hiçbir güç duramaz. Sabırsa sabır… Gayretse gayret… Cesaretse cesaret… Bu haklı davamızı başarıya ulaştırmak için üzerime ne görev düşüyorsa, misli misli fazlasını yapacağım. Silivri’deki hücrem, bu yolun sonundaki güzel günlerin ışığıyla aydınlanıyor. Hep birlikte başaracağız. Bir avuç insana karşı, 86 milyonun gücüyle, 86 milyonun kardeşliğiyle başaracağız. Hep birlikte adaletin iktidarını kuracağız. Yolumuz açık olsun. Kalın sağlıcakla. Görüşmek üzere… Ekrem İmamoğlu. Silivri 9 No’lu Cezaevi.”
ŞAHAN: “HEPİMİZ BİRER MUSTAFA KEMAL’İZ”
Çelik tarafından okunan Şişli’nin seçilmiş Belediye Başkan’ın mesajı da özetle şöyle oldu:
“Sevgili Şişlililer, kıymetli İstanbullular: milli mücadelenin merkezi, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtuluş mücadelesini başlattığı yer olan Şişli’de, yeni bir kurtuluş ve özgürlük yürüyüşünün startı için bir araya gelen tüm yurttaşlarımız… Çok yakında, sizlerin kararlılığı ve Ekrem İmamoğlu ile burada tutsak edilen her bir yoldaşımızın dik duruşuyla yıkacağımız Silivri zindanından hepinize selam olsun. Mustafa Kemal Atatürk, milli mücadelenin planlarını yaparak ilk kez Şişli’den yola çıktı. Bugün ise Sayın Genel Başkanımız, bu meydandaki on binlerce genç, kadın, çocuk ve yaş almış kıymetli büyüklerimizle birlikte — yani Mustafa Kemal’lerle — Samsun’da olacak. Hesap edemedikleri şey, bu ülkenin Cumhuriyetine sahip çıkacak milyonların varlığı ve hepimizin birer Mustafa Kemal olduğumuz gerçeğidir.”
“GİZLİ TANIKLAR VE UTANÇ VERİCİ, ASILSIZ YALAN İDDİALARLA TUTUKLANAN BİR KARDEŞİNİZ OLARAK SÖYLÜYORUM…”
“Bugün, Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’e ve cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na; özgürlük ve erken seçim çağrısıyla başlattıkları, bu ülkenin aydınlık yarınları için milletle omuz omuza büyüttükleri bu büyük kurtuluş mücadelesi adına, bir yurttaş, 5 yaşında bir kız çocuğunun babası ve seçilmiş, tutsak bir belediye başkanı olarak yürekten minnettarım. Aklımızı tutsak edemeyecekleri bu Silivri’den, onların korkuyla inşa etmeye çalıştığı düzene karşı Genel Başkanımızın ve bu onurlu yürüyüşün kararlı bir neferi olmaya devam edeceğim. Şişli’den tam 17 gün önce, gizli tanıklar ve utanç verici, asılsız yalan iddialarla tutuklanan ve yerime kayyum atanan bir kardeşiniz olarak söylüyorum: Benim tutsaklığım detaydır. Asıl mesele, rakibinden korkanların, Ekrem İmamoğlu’ndan, ona yakın herkesten ve bizlerin çalışma azminden korkan bir avuç zavallıdır.”
“ŞİŞLİ’DEN BU KAYYUM GİDECEK”
“Şişli halkının iradesini gasp edenlere karşı hakkı, hukuku, adaleti yeniden tesis edeceğiz. Şişli’de her 10 kişiden 7’sinin oyunu almış bir belediye başkanı olarak, bana oy versin ya da vermesin; tüm yurttaşlarımızın hakkını yiyen haramzadelere hesap soracağız. Bu ülkeyi hak ettiği zenginliğe, refaha, eşitliğe hep birlikte kavuşturacağız. Şişli’den bu kayyum gidecek. Kaybettiğimiz zamanı, çok güzel yarınlarda; Genel Başkanımız Özgür Özel’le, Cumhurbaşkanımız Ekrem İmamoğlu’yla birlikte hızla telafi edeceğiz. İnanın, daha yeni başlıyoruz. İnanın, bu yolculuk tıpkı Şişli’den Samsun’a çıkan o bir çift mavi gözün kararlılığıyla yeniden başlıyor. Şişli’ye, İstanbul’a sahip çıkacağız. Bu ülkenin geleceğine, milletimizin umuduna sahip çıkacağız. Her şeyin çok güzel olacağı yarınlarda buluşmak üzere. Hepinize Silivri’den saygı ve sevgilerimle. Resul Emrah Şahan. Şişli’nin Seçilmiş Belediye Başkanı.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Şişli Belediyesi önünde düzenlenen mitingde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek “Sen, Kürt’ü oyu sana verince ‘makbul Kürt’; oyu CHP’ye verince ‘terörist’ olarak nitelendiriyorsan sen sahtekarsın, iki yüzlüsün. Bunlar, Türkiye’de Kürt sorununu çözeceklermiş. Bu samimiyetsizlikle, bu ikiyüzlülükle çözüm olur mu sahtekarlar? Çözüm; Kürt ile Türk’ü kardeş bilmekle olur, eşit bilmekle olur. Selefi hayalleri olan, sandık yerine padişah gibi kalmak isteyen, halife olmak isteyen bir anlayış bunu yapamaz. Bunu demokratlar yapar. Selefilik hayalleriyle, selefi yaklaşımlarla, halefine darbe yapan bir cuntacı, Kürt sorununu göremez, çözemez. Bunu çözerse Türkiye’nin kurucu partisi, bugünün birinci partisi CHP çözer” dedi.
ÖZEL ÖZGÜRLÜK TALEP ETTİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın tutuklanarak görevden uzaklaştırıldığı ve yerine kayyum atandığı Şişli Belediyesi önünde “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi düzenledi. Mitinge katılan on binler, 19 Mart’ta CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte tutuklanan ve yerine kayyum atanan Şahan ve İmamoğlu için özgürlük talep etti.
Miting, Şişli İlçe Başkanı Tamer Özcanlı’nın konuşmasıyla başladı. Ardından Şahan ve İmamoğlu’na destek için mitinge katılan ilçe belediye başkanları, vatandaşları selamladı. İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Şahan ve İmamoğlu’nun mesajlarını okudu. Öğrenci temsilcilerinin konuşması ve İBB Başkanvekili Nuri Aslan’ın vatandaşları selamlamasının ardından CHP Lideri Özel katılımcılara hitap etti. Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Ekrem Başkanımıza karşı 19 Mart sabahı girişilen darbeye Saraçhane‘de yedi gün direnen, o darbeye Maltepe Meydanı’nda en büyük demokrasi tokadını indiren, İstanbul’un iradesini savunan, Şişli’nin iradesini savunan, başkanlarına sahip çıkan demokrasi kahramanları hoşgeldiniz. Biz bugün, her çarşamba akşamı bir ilçemizde yapacağımız gece mitinglerinin ilkini yapmak üzere Şişli’ye geldik. Bir miting yapacaktık, görüyorum ki bir miting yapmıyoruz burada, iki miting yapıyoruz. Ey cuntanın başkanı Erdoğan, duyuyor musun Şişli’yi, görüyor musun Şişli’yi?”
"CÜMLE ALEM BİLSİN Kİ BİZ BURAYA SONUÇ ALMAYA GELDİK"
Özel’in bu sözlerinin ardından kalabalıkta “Tayyip istifa” sloganı yükseldi. Özel, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tehdit ettiler, korkmadınız. Üstünüze yürüdüler, bir adım geri atmadınız. Etrafı bariyerlerle çevirdiler, asla arkasında kalmadınız Saraçhane‘de yedi gece, 81 ilimizde o ilin en büyük caddelerinde, meydanlarında direndiniz. Maltepe’de 2,2 milyon oldunuz, sel gibi attınız. Bugün direnmek üzere artık Şişli’desiniz, bütün İstanbul’dasınız. Kimse şaşırmasın, biz burada miting yapmıyoruz. Elbette toplandık, bir miting alanına toplandık. Sığmadık, dolduk, taştık ama biz burada bir otoritere karşı eylem yapıyoruz, eyleme geldik biz. Biz buraya ses çıkarmaya, itiraz etmeye, elbette direnmeye ama cümle alem bilsin ki sonuç almaya geldik. Ve biz sonuç almadan durmayacağız. O darbecilerin, cuntacıların Şişli’ye gönderdikleri kayyum; cuntanın Şişli temsilcisi gitmeden, Resul Emrah Şahan geri gelmeden durmayacağız. Ve hiçbirimiz Ekrem Başkanımızı almadan ve -çok korkuyor ama buradan bir daha hatırlatıyorum- Ekrem Başkanı cumhurbaşkanı yapmadan durmayacağız.
"BU EYLEM CUMHURBAŞKANI ADAYINA SAHİP ÇIKAN MİLYONLARIN EYLEMİDİR"
Elbette bu meydanda parti var, partiler var. Her partiden gençler var, her partiden üyeler var. Ama bu meydan, bu eylem ne bir partinin ne partilerin; bu eylem milletin eylemidir, bu eylem cumhurbaşkanı adayına sahip çıkan milyonların eylemidir. Burada on binler, Türkiye’deki on milyonları temsil etmektedir. Ve and olsun ki bu eylemlerden sonuç alacağız, biz kazanacağız, biz başaracağız. Hepinize inanıyorum, hepinize güveniyorum. Bu meydandaki bütün demokratları, Türkiye’nin demokrasisi için bu meydana eylem koymaya gelen bütün demokratları; sosyal demokratları, muhafazakar demokratları, milliyetçi demokratları, liberal demokratları, Kürt demokratları; Türkiye’nin bütün demokratlarını saygıyla selamlıyoruz. Hoşgeldiniz, şeref verdiniz, güç verdiniz ve emin olun ki birilerinin uykularını kaçırmaya devam ediyorsunuz. Ahlaki üstünlük bizdedir, moral üstünlüğü bizdedir. Görmüyor musunuz, çoğunluk enerjisi bizdedir. Biz güçlüyüz. Onlar korkuyorlar, korkacaklar. Biz kazanacağız.
"İSMET PAŞA'YA DİL UZATAN ERDOĞAN'A SÖYLÜYORUM: "HADDİNİ BİL TEK ADAM"
Dünyada iki tür darbe var: Bu darbelerin bir tanesi tankla, topla, tüfekle yapılan askeri darbeler. Bir diğeri de kendisi demokrasiyle gelse de gitmek istemeyenlerin yapmak istedikleri sivil darbeler. Bugün biz, demokrasiyi bir tren olarak gören, ‘İşimize geldi bindik. İstemediğimiz istasyonda ineriz’ diyen birisine karşı milletin, halkın iradesini savunmaya, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti demokrasi ve cumhuriyeti savunmaya, İsmet Paşa’nın emaneti çok partili rejimi savunmaya, kazanınca gelmeye kaybedince gitmeye dayanan bir demokrasi savunmaya geldik. Bugün sandıkla gelen, demokrasiyle gelen ancak işine gelmeyince ayrılmak istemeyen birisi; bu partinin ikinci Genel Başkanı’na, bu ülkenin ikinci Cumhurbaşkanı’na, Lozan’da Sevr’i yırtıp atan, yedi cihana bizim tapu senedimizi kabul ettiren, hem savaş meydanlarının, batı cephesinin kumandanı hem Lozan fatihi hem Türkiye demokrasisini perçinleyen, çok partili rejimde yenilip de gitmeyi bilen İsmet Paşa’ya dil uzatan Erdoğan’a söylüyorum: Sen kim, İsmet Paşa’ya laf söylemek kim? Demokrasi kim, sen kim? Haddini bil tek adam, haddini bil cuntacı, haddini bil.
"EKREM BAŞKAN'A ÖZGÜRLÜK GELENE KADAR SANA BU MEYDANLARI DAR EDECEĞİZ"
Sen tek başınasın. Her şeyi bilen, her şeyi konuşan, her şeye karar veren… Ama artık Ankara’da bir kişinin çizdiği hattın içinde siyaset dönemi, atladıklarıyla yönetme, milletten oyu alıp sırtını dönme dönemi bitti. O yüzden buradan Erdoğan’a bir kez daha sesleniyorum: Bundan sonra demokrasiye dönene, Ekrem Başkan’a ve tüm belediye başkanlarımıza, tüm siyasi tutsaklara, belediye meclis üyelerimize, diğer partilerin genel başkanlarına, siyasi tutsaklarına özgürlük gelene, aday yanımıza sandık önümüze gelene kadar sana bu meydanları dar edeceğiz. Bu millet darbeyi püskürttü, geriye posası bir cunta kaldı. Erdoğan hazımsızdır. Erdoğan darbecidir. Erdoğan cuntacıdır. Erdoğan cuntanın başıdır. Çıkmış, şimdi de ‘Biz devletiz. Devlet benim arkamda’ diyor. Devlet dediğin binalardan ibarettir. Devlet yönetiminde senin yaptıklarından rahatsızlık da hat safadadır. Ama bir avuç cuntacıyla ‘Devleti ele geçirdim’ diye bu milletin karşısına dikilirsen bu millet sana kendi gücünü mutlaka gösterecektir.”
"GÜCÜ MİLLETTEN ALMAYANDAN BAKAN OLMAZ"
Kalabalıktan yükselen “Cuntacı Erdoğan” sloganlarının ardından Özel, şöyle devam etti:
“Bu Erdoğan’ın atadıkları var. Türkiye’de parlamenter sistemden gelen bir gelenekle bunlara ‘bakan’ deniyor. Oysa bakan dediğin seçilmiş adamdır. Bakan dediğin seçilmiş kadındır. Bakan dediğin milletten güç alır, milletin işine bakar. Erdoğan’ın gözüne bakandan, Erdoğan’ın dolma kaleminin mürekkebinden akandan, gücü milletten almayandan bakan olmaz. Olsa olsa bu Amerika’daki Trump‘ın bakanları gibi olur. Onların da sekreterdir. Sekretersiniz siz, sekreterlersiniz. Bundan sonra dışişleri sekreterine de içişleri sekreterine de Tayyip Erdoğan’ın atadığı bütün sekreterlerine de bakan değil, sekreter olarak muamele edeceğiz. Ve cuntayı, başında Erdoğan’ın olduğu cuntayı; ‘Bana cunta demesin’, bana 500 bin lira dava açmış, sinirleri bozuluyormuş. Darbeye kalkana cunta denir. Darbeyi dağıtana da millet denir. Milletten alıyorum gücümü, milletten alıyoruz. Siz bu kararlılığınızla o darbeyi bastırdınız. Eminim, ilk sandığı hızla önünüze getirip bu cuntayı da dağıtacaksınız.
"EMRAH BAŞKANIMIZIN YENİDEN BU BELEDİYEYE GELMESİNİ GÖRENE KADAR BİZE DURMAK YOK"
Bugün işgal altındaki Şişli belediyemizin oradayız. Maalesef cunta başının atadığı bir cunta temsilcisi, bugün 31 Mart‘ta yüzde 67 oyla seçilen Emrah Şahan Başkanımızın yerine, seçilmediği bir koltukta atanmış olarak oturuyor. Tarihin en yüksek oyunu aldığı, 10 Şişliliden yedisinin oyunu almayı başardığı bir dönemde, 350 günde 150 projeyi tamamlayan, ranta geçit vermeyen, gönlünü halka açan, arı gibi çalışan Emrah Şahan Başkanımızın yeniden bu belediyeye gelmesini, koltuğuna oturmasını görene kadar bize durmak yok, mücadeleye devam edeceğiz.
"KÜRT DEMOKRATLARIN OYLARINI GETİREBİLECEK KİŞİLERİ BELEDİYE MECLİS LİSTELERİNE YAZMAK BİR SUÇSA O SUÇUN SAHİBİ ÖZGÜR ÖZEL"
Otobüsün hemen arkasında çok sayıda belediye başkanı var. Maalesef altı tanesi de Silivri zindanlarında. Emrah Başkan’a, Ekrem Başkan’a sürmeye çalıştıkları leke terörle iş birliği, terör örgütüyle işbirliği. Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer‘e de bu iftirayı atıyorlar. Buradan bir kez daha söylemek isterim ki terör suçlaması seçilemediği, kazanamadığı belediyeye kayyum atamak için uydurulmuş bir yalandan, bir dalavereden başka bir şey değildir. Hani, ‘Turbun büyüğü heybede’ diyordu ya ‘turp’ dediği, Tayyip’in uydurduğu rezilce palavraların baş harfidir. Buradan bütün savcılara söylüyorum: Bakın, burada belediye başkanvekili olan arkadaşlarımız var. Şişli’de kayyum olarak oturan bir kişi var. İlçe başkanı var. Bu kardeşiniz, Özgür Özel kent uzlaşısı denen meselede devletten temiz kağıdı almış, hiçbir sabıkası olmayan, aday olmasında devlet güvencesi olan ve yaşadığı kentteki Kürtlerin, Kürt demokratların oylarını getirebilecek kişileri belediye meclis listelerine yazmak bir suçsa o suçun sahibi burada: Özgür Özel. Bir başkasını arama. Belediye başkanlarımın listesinde, Resul Emrah Şahan'ın listesinde ya da bir başka belediyenin listesinde bir Kürt demokrat varsa Kürt’e verdiğimiz kıymettendir, onlara duyduğumuz saygıdandır.
"SELEFİLLİK HAYALLERİYLE HALEFİNE DARBE YAPAN BİR CUNTACI"
Sen, Kürt’ü oyu sana verince ‘makbul Kürt’; oyu CHP’ye verince ‘terörist’ olarak nitelendiriyorsan sen sahtekarsın, iki yüzlüsün. Şimdi bunlar, Türkiye’de Kürt sorununu çözeceklermiş, Türkiye’ye barış getireceklermiş, terörsüz Türkiye yapacaklarmış. Bu samimiyetsizlikle, bu ikiyüzlülükle çözüm olur mu sahtekarlar? Çözüm; Kürt ile Türk’ü kardeş bilmekle olur, eşit bilmekle olur. Laz’ı, Çerkes’i, Pomak’ı birbirinden ayırmamakla; Alevi ile Sünni’yi birlikte kucaklamakla olur. Selefi hayalleri olan, sandık yerine padişah gibi kalmak isteyen, halife olmak isteyen bir anlayış bunu yapamaz. Bunu demokratlar yapar. Selefilik hayalleriyle, selefi yaklaşımlarla, halefine darbe yapan bir cuntacı, Kürt sorununu göremez, çözemez. Bunu çözerse Türkiye’nin kurucu partisi, bugünün birinci partisi CHP çözer.
"BU MEYDAN TÜRKİYE'NİN YARINLARININ UMUDUDUR"
CHP, bu meydanda milliyetçilerle Kürtlerin bir arada demokrasiyi savunmalarından; burada partilerinin sembollerini aynı anda, yan yana, kardeşçe yapabilmesinden; bu meydandaki bütün renklerden; gökkuşağı gibi tüm renklerin birbirinin içine ve işine karışmaması için gökkuşağı gibi yan yana durabilen, Türkiye’yi sevenlerden oluşuyor. Bu meydan Türkiye’nin yarınlarının umududur. Hepinizle gurur duyuyorum. Bu meydan Karadenizliler ile Kürtlerin aynı sevebildiği bir evladına sahip çıkıyor ya buradan Ekrem Başkan’a hep birlikte bir el sallayalım.”
On binler drone’a bakarak el sallarken “Yiğidim Aslanım” şarkısı çaldı. Özel, telefonunun ışığını yakarak “Silivri’de yatan yiğitlere, eylemlere selam olsun” ifadelerini kullandı.