İsrail’in Gazze’ye yönelik hafta başında başlattığı yeni askeri harekattan bu yana yüzlerce Filistinli hayatını kaybetti. Bölgedeki halk açlıkla mücadele ederken yalnızca dün sabahtan bu yana en az 82 kişi öldü. İsrail ablukasından dolayı sınırlı sayıda yardım tırı Gazze’ye giriş yapabiliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, aralık ayından bu yana düzenlediği ilk basın toplantısında, İsrail’in Gazze’ye yönelik ''Gideon'un Arabaları'' olarak isimlendirdiği harekatı tamamlandığında, bölgenin tamamının İsrail ordusunun kontrolünde olacağını söyledi.
Netanyahu, İsrail’in ''geçici ateşkes ve rehine takası'' için fırsat olması halinde buna açık olduğunu söylerken, savaşın sonlanması için ağır şartlar ileri sürdü. Netanyahu’nun talpleri arasında tüm esirlerin serbest bırakılması, Hamas’ın tamamen silahsızlandırılması, Hamas liderliğinin sürgüne gönderilmesi ve ABD Başkanı Donald Trump’ın şubat ayında açıkladığı, Filistinlilerin Gazze’den çıkarılmasını da içeren planın uygulanması var.
Trump, daha önce yaptığı bir açıklamada, ABD’nin Gazze’yi yönetmesi gerektiğini ve burayı ''Orta Doğu’nun Rivierası''na dönüştürmeyi hedeflediğini söylemişti. Netanyahu ilk kez açıkça Trump’ın tartışmalı planını savaşın bitme şartları arasında anarken çok sayıda ülke ve insan hakları kuruluşu bu planı etnik temizlik olarak nitelendiriyor.
Bölgeye yardım tırlarının girişine izin verilmiyor
Netanyahu, insani krizi ''operasyonel özgürlüğün korunması'' açısından minimumda tutmaları gerektiğini, İsrail’in sadece sınırlı sayıda yardım tırının girişine izin verdiğini söyledi.
İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yardım tırlarının girişine izin vermiyor. Bu durum, halihazırda derinleşmiş olan insani felaketi daha da ağırlaştırdı. BM destekli bir gıda güvenliği raporuna göre, Gazze’deki çocukların yüzde 93’ü (yaklaşık 930 bin çocuk) açlığın eşiğinde.
İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, içerisinde un, bebek maması ve tıbbi malzeme bulunan 100 yardım tırının Kerem Şalom (Karem Ebu Salim) sınır kapısından Gazze’ye girişine izin verildiğini duyurdu. Ancak BM yetkilileri, yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşamadığını ve dağıtım yapılamadığını bildirdi.
BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stéphane Dujarric, ''Gazze’nin ihtiyaçları çok büyük ve bu kadar az miktarda yardım yeterli değil. Çok daha fazlası acilen bölgeye girmeli'' dedi.
Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü adına konuşan Khan Yunis acil durum koordinatörü Pascale Coissard ise, ''Bu sınırlı yardım geçişi, İsrail’in kuşatmanın kaldırıldığını göstermeye yönelik bir sis perdesi. Gerçekte insanlar hâlâ hayatta kalmaya çalışıyor'' diye konuştu.
İsrail muhalefetinden tepki
Netanyahu’nun açıklamaları ülke içinde de büyük tepki topladı. Ana muhalefet lideri Yair Lapid, ''Bugünkü sözleri, Gazze’nin uzun yıllar boyunca işgal edilmesi ve her gün askerlerin ölmesi anlamına geliyor. Ülkenin uluslararası itibarı çökecek, ekonomi ağır darbe alacak'' dedi.
Demokratlar Partisi lideri Yair Golan ise, Netanyahu için ''Karşımızda baskı altında, takıntılı, hiçbir sorumluluk almayan ve yalan söyleyen bir adam var. Hakkımda yaydığı iftiralar için dava açacağım ve onu seçimlerde yeneceğiz. Tarihin tozlu raflarına göndereceğiz'' ifadelerini kullandı. Golan, bir gün önce yaptığı başka bir açıklamada, ''Akli dengesi yerinde bir ülke, bebek öldürmeyi hobi olarak yapmaz'' ifadesini kullanmış ve bu sözleri Netanyahu’nun tepkisini çekmişti.
Uluslararası tepkiler artıyor
İşgal altındaki Batı Şeria’daki Cenin mülteci kampını dün ziyaret eden 20’den fazla ülkeden yabancı diplomatlar, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu panik içinde siper almak zorunda kalmıştı. Olay anına ait görüntülerde, 20’den fazla ülkeden temsilciler ve gazetecilerin kurşun sesleriyle kaçıştığı görülüyor.
Filistin Yönetimi tarafından organize edilen ziyarette, aralarında İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya, İspanya, Çin, Japonya, Meksika ve Mısır’ın da bulunduğu çok sayıda ülkeden diplomat yer aldı. İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu herhangi bir yaralanma yaşanmadı.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, heyetin önceden onaylanmış güzergâhın dışına çıktığını ve ''aktif çatışma bölgesi'' olarak tanımlanan bir alana girdiğini savundu.
Filistin Dışişleri Bakanlığı ise olayı uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirerek, heyetin Gazze ve Batı Şeria’daki İsrail askeri operasyonlarına yönelik uluslararası eleştirilerin arttığı bir dönemde insani koşulları değerlendirmek üzere resmi görevde bulunduğunu belirtti.
Fransa ve İtalya’da, İsrail büyükelçileri açıklama için dışişleri bakanlıklarına çağırıldı. İrlanda’da Başbakan Yardımcısı olayı ''kesinlikle kabul edilemez'' olarak nitelendirirken, Kanada tam kapsamlı bir soruşturma talep etti. Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da diplomatlara ateş açılmasını ''kabul edilemez'' olarak tanımlayarak hesap verilmesini istedi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı yaşananların ''tüm diplomatik teamülleri ihlal ettiğini'' vurgularken, Ankara da Türk diplomatların da içinde bulunduğu grubun hedef alınmasını şiddetle kınadı.