Tarih: 21.03.2021 13:11

Miran: ‘Sözleşmenin feshi aileye verilen değerin göstergesidir’

Facebook Twitter Linked-in

‘Yeni kanun çalışması başlatılmalıdır’
İstanbul Sözleşmesi’nin ulusal mevzuattaki uzanımı olan ve onun ruhuyla hazırlanan 6284 sayılı
Kanunun ideolojik bakışın eseri olduğu için toplumsal dokumuzla uyumsuz ve kadını korumada etkisiz
kaldığını aktaran Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, “Bu nedenle sosyal
paydaşların katılımıyla felsefi açıdan Sözleşme’den daha adil, toplumsal açıdan 6284’ten daha duyarlı,
aileyi ve kadını aynı anda koruyacak, erkeği kriminalleştirmeyecek yeni bir kanun için çalışma
başlatılmalıdır ya da bu bakış açısıyla mevcut kanun tümüyle gözden geçirilerek yenilenmelidir. Bütün
bunlar yapılırken şiddeti azdıracak boşlukların üretilmemesine dikkat edilmelidir” dedi.Miran, Türk
toplumunun değerleri ile çatışan sözleşmelere imza atmak yerine gerçekçi faydaların toplumsal
hassasiyetimize uygun ulusal düzenlemelerle elde edilmesi gerektiğini vurguladı.
‘Dayatma metni olarak kaleme alınmıştır’
Söz konusu sözleşmenin bunun uzağında olduğunu aktaran Miran sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul
Sözleşmesi de kadına ve aile içi şiddete karşı tedbirler içerdiği için önemli ama bunu yaparken aileyi
gözetmediği, eşcinselliğe hukuki dayanak olduğu, din-gelenek-kültürü kriminalleştirdiği ve bunların
kökünü kazıma hedefini açıkça ifade ettiği veçhile Türkiye’nin toplumsal değerleriyle çatışan bir
metindir. Sözleşme din, gelenek, aile, cinsiyet gibi pek çok konuda marjinal görüşlerin etkisinde
kaleme alınmış ve alternatif görüşleri baskılamak için kullanılmıştır. Sözleşme’nin parametrelerinden
olan toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim gibi kavramlar kültürel altyapıya saldırı suretinde empoze
edilmiştir. Sözleşme ülkelerin milli iradesine saygısız bir şekilde tam anlamıyla bir dayatma metni
olarak kaleme alınmıştır. Yanı sıra Türkiye açısından, şiddetin önlenmesi konusunda hem yetersiz
olması hem de toplumsal desteğe sahip olmaması nedeniyle etkisiz kalmıştır. Altını özellikle çiziyoruz
ki İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’nin imza attığı diğer birçok uluslararası sözleşme gibi Türkiye
toplumunun temel değerlerinin dikkate alınmadığı, bilakis bu temel değerlerle çatışan hükümleri
içeren bir metindir. Uluslararası sözleşmeler imzalanırken değerler konusunda yüksek hassasiyet
gösterilmesi, değerlerle çatışan maddelere çekince konulması, konulamıyorsa sözleşmeye imza
atılmaması gereklidir. Sözleşmenin feshi aileye verilen değerin göstergesidir. Bu nedenlerle İstanbul
Sözleşmesi’nin Türkiye bakımından feshedilmesi isabetli bir adım olmuştur”
‘Kamusal müzakere sürecinin tam zamanıdır’
Öte yandan şiddet olgusunun sağlıklı tartışılmasının önündeki en büyük engel, kadına karşı şiddetle
mücadeleyi İstanbul Sözleşmesi’ne indirgeyen ideolojik yaklaşım olduğunun da altını çizen Başkan
Eyüp Bülent Miran, yeni bir mutabakat metni için akıl yorulması gerektiğini söyledi. Miran, “Bu
yaklaşımın “dokundurtmayız” dediği Sözleşme ortadan kalktığına göre artık meseleyi çok daha geniş
boyutlu, çok daha aklıselim bir şekilde ele almanın, sağlıklı bir tartışma zemini üretmenin vakti
gelmiştir. Bütün bunları dikkate alarak diyoruz ki, İstanbul Sözleşmesi’nin tahrif ettiği mevzuatın ve
tahrip ettiği değerlerin tamiri ile şiddeti kökten önleyecek düzenlemeler ve programların başlatılması
için bir kamusal müzakere sürecinin tam zamanıdır” şeklinde konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —