10850,00%-0,03
40,66% 0,00
47,07% -0,02
4418,66% 0,19
7055,94% -0,05
Kırşehir’de altın madenciliğine tepki gösteren dernek ve sivil toplum kuruluşları, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde inceleme değerlendirme komisyonu toplantısını protesto etti.
Protostoya CHP Genel Başkan yardımcısı Suat Özçağdaş, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, CHP Kırşehir Miltetvekili Metin İlhan ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu ile eski CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da katılarak destek verdi. Protestocular sık sık ''Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Kırşehir’de maden istemiyoruz”, “Maden yasası geri çekilsin” sloganları attı.
CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
''Çok acılar çektik madenden dolayı. İliç'teki 9 tane işçimizin öldüğü faciayı hepimiz halen hatırlıyoruz. Kırşehir'de de şimdi altın madeni ile igili bir çalışma yapılıyor. Biz 4 yıl önce bunu duyurmuştuk ama Kırşehir halkı da bilmiyordu. Biz her platformda altın madeni şirketlerinin Kırşehir' saldıracağını, topraklarını talan edeceğini, suyunu havasını kirleteceğini her yerde anlatıyorduk.
''Şehrimizi altın madencilerinin talan etmesine izin vermeyeceğiz''
Şehrimizi altın madencilerinin talan etmesine izin vermeyeceğiz. Kırşehir’i bilenler, o altın madeni yerini bilirler, çok büyük bir alan. Kırşehir’i zehirleyecek bir alan. Hem siyanürün kullanılması, hem kimyasal maddelerin kullanılması, içme sularına karışma ihtimalinin çok yüksek olması Kırşehir’e büyük zararlar vereceğini hem biz söylüyoruz, ben bir doktorum, bilim adamıyım hem de uzmanlar söylüyor. İnsanları vicdana davet ediyoruz.
Biz küçük bir şehiriz, tek geçim kaynağımız tarım ve hayvancılık. Devasal besi çiftliklerimiz var ve suya çok ihtiyacımız var. Elimizden suyumuzu alacaklar ama zaten suyumuz yok, çok az. Kızılırmak da kurumuş durumda. Altın madenleri oraya saldırıp suyu kullanmaya başladıklarında, şehir mekrezine verecek suyumuz yok. Bu altın madeni tüm Türkiye’nin sorunu. Emperyalist güçler ve onların yerli iş birlikçileri bunu yapmaya çalışıyorlar.''
Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, mahkeme kararı ile bu inceleme değerlendirme komisyonuna dahil olduklarını belirterek, şuyle konuştu:
''Şu anda inceleme değerlendirme komisyonu toplantısı için buraya, Bakanlıkta savunma yapmaya geldik. Buraya bizi dahil etmediler. Mahkeme kararıyla bu inceleme değerlendirme komisyonuna dahil olduk. Yerel yönetimler içerisinde Türkiye’de, bu işe bu kadar karşı çıkan bir beldediye başkanı olmadığını gördük. Bir 'Ekonomik Tetikçinin İtirafları' kitabını okumanızı öneririm, ülkeler nasıl sömürülür, nasıl talan edilir anlatıyor. Şu anda Kırşehir’de yapılanın aynısını görürsünüz.
''Talana müsaade etmeyeceğiz, tarih bizi böyle yazacak''
Bu sömürge madenciliği Afrika’dan ülkemize sıçradı, üçüncü dünya ülkelerine sıçradı. Geçen hafta Meclis kapanmadan yasa çıktı. AK Parti'li sayın vekilimize şunu söylüyorum, 'onun koluna kelepçe taktıracağım' diye söylemleri var, acaba bu madene karşı çıktığımız için mi yoksa 31 Mart’ta hepiniz birdiniz biz tektik, sandığa gömdük diye mi kelepçe taktıracaksın? Talana müsade etmeyeceğiz, tarih bizi böyle yazacak. Sizi de yasa önerisi vermenizle yazacak.
Reşit Kibar akradaşımız katledildi, ‘ben taş ocağı istemiyorum, HES istemiyorum’ dedi diye. Buradan bu firmalara, Bakanlığa şunu söylüyoruz, karar ne çıkarsa çıksın: Biz her birimiz Reşit Kibar olmaya hazırız.''
Özçağdaş: ''Türkiye sadece rant odaklı yaşayan bir ülke haline geldi''
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş da “burada herkesin Kırşehirli olduğunu” belirterek, şöyle konuştu:
''Bu Anadolu’nun bir feryadıdır. Genel Başkanımız Özgür Özel, ‘Nerede bir hak ihlali yaşayan varsa biz onun yanında olacağız’ diye mitinglerde hep ilan ediyor. Ben Kırşehirli değilim ama hepimiz burada Kırşehirliyiz.
Türkiye sadece rant odaklı yaşayan bir ülke haline geldi. Kırşehir Anadolu’nun kalbi. Kırşehir, bu talan siyasetçilerinden önce de vardı, bu talan siyasetçilerinden sonra da olmaya devam edecek. Kırşehir’de yaşanan şey var olan bir değeri çıkartma mücadelesi değildir, kısa yoldan talan etmek, derhal o toprakları kendi kaderine terk ederek çıkmak meselesidir. Yüzde 98’ini kendisine alıp ülkesine kaçıracak olan yabancı şirketler ve onların yerli işbirlikçilerinin bir sonucudur yaşanan şey.''
CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, mücadeleye devam edeceklerini şu ifadelerle anlattı:
''Bugün hepimiz Kırşehir için buradayız. Kırşehir’in çevresini doğasını ve bu talan siyasetini engellemek için buradayız her gün bir konu konuşuyoruz. Türkiye’nin çevresi, Türkiye’nin suyu Türkiye’nin toprakları...Bunlar hepimizin suyu hepimizin toprağı. Bugün Kırşehir’in ama aynı zamanda tüm Türkiye’nin... Bu kadar doğal güzelliği olan bu şehirde, kuş cennetine çok yakın bir yerde bu madeni çıkartmak, fayda-zarar hesabı yapmamak demektir. Siz getirip bu madeni tarımın, hayvancılığın, suyun ortasına koyarsanız, biz de toplum olarak buna 'hayır' deriz. Bugün de burada Kırşehirli kardeşlerimizin yanındayız. Mücadelemiz devam edecektir."
''Direnen Kırşehirlilierin yanındayız''
120 örgüt ve çevre kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu ''Toprağımızı Vermiyoruz'' kampanya grubu adına yapılan açıklamada, Türkiye’nin dört bir tarafında doğayı madenciliğe açmak için kurgulanmış bir yasanın meclisten geçmesini engellemek için bir araya geldikleri ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Direnen Kırşehirlilierin yanındayız. Kırşehir için dağıtılan altın madeni ruhsatlarını ibretle takip ediyoruz, DEFAŞ (Koç Holding ve Fernas ortaklığı), Eti Gümüş, Koza Altın, Universal, Eti Bakır ve daha pek çoğu. Kervansaray Dağı, Bozçalı Dağı daha şimdiden delik deşik edildi. Seyfe Gölü gibi uluslararası sözleşmelerle (Ramsar) koruma altında olan bir tabiat parkını da kapsayan ruhsatların giderek kent merkezine doğru yaklaştığını görüyoruz.
Kırşehir’de altın madeni açılmasında ısrar edilmesinin arkasındaki gerçekleri çok iyi biliyoruz: Sermayeye sömürecek yeni kaynak, daha fazla kar. Altın madenciliği, Kırşehir’in dağlarını, meralarını, tarım alanlarını, bozkır ekosistemini, bitkisel ve hayvansal üretimini yok ederek Kırşehir’i açlık ve susuzluğa mahkum ederken ülkemizin gıda açısından dışa bağımlılığını artıracaktır. Söz konusu proje Ankaralıları da çok yakından ilgilendiriyor. Proje kapsamında, Ankara’nın içme suyu kaynağı olan Kızılırmak’a bağlı dereler üzerinde 40 milyon ton kapasiteli tehlikeli aden atık barajı yapılacak.''
Eski CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da konuşmasında, şunları ifade etti:
''Kırşehir’in içinden akan sular zehirlenecek, dağları ovaları yok edilecek. ÇED raporu düzenleyenler ve bunun altına imza atanların diplomaları gerçek olup olmadığı açıklansın. Belli ki bunların diplomaları sahte, bunlar diplomayı çalarak bizim çevremizi, doğamızı ve şehrimizi çalmak istiyorlar. Kaz Dağlarındaki direnişten İliç’teki direnişe Anadolu’dan, buradan bin selam olsun. Neşet Ertaş’ın o toprağa söylediği türküler ve yaktığı ağıtlar boşa yakılmadı. Ankara’da bulunan Kırşehirliler derneklerine sesleniyorum: Bu ülke bizim, bu şehir bizim, sadece Kırşehir’de yaşayanların değil, gelin hep birlikte bu mücadeleyi yükseltelim.''
Kırşehirli Yusuf Evran isimli bir vatandaş da yazdığı bir şiir ile sitemini dile getirdi.