10275,80%0,46
39,81% 0,10
46,90% 0,33
4274,45% 0,36
6794,97% -0,20
İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, güzelim ormanların rant uğruna delik deşik
edildiği, kömür ve maden ocaklarının bulundukları bölgede doğayı katletmekle kalmayıp
tarımı, hayvancılığı ve turizmi bitirme noktasına getirdiğini belirterek, “Bunların hiçbirini
canı yanan halk istemiyor. Köylünün, garibanın yaşam alanına yapılan bu haksız müdahaleler,
bu çevre talanı artık son bulsun” dedi. Subaşı, koruma altındaki Patara’da kum hırsızlarına
dur diyerek tutanak hazırlayan orman memurunun görevden alınmasının da akıl-almaz bir
olay olduğuna vurgu yaptı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevaplandırması istemi ile TBMM Başkanlığına
iki ayrı soru önergesi veren Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, ilk önergesinde doğanın
katline göz yumulan taş, maden ve kömür ocaklarını ele aldı. Subaşı, ülkenin dört bir yanında
ormanların rant uğruna, adeta çiçek bozuğu gibi maden ve taş ocakları ile delik, deşik
edildiğini belirterek şöyle devam etti:
“Aynı şekilde kömür ocakları bulundukları bölgelerde tarımı, hayvancılığı, turizmi bitirme
noktasına getirmiştir. Antalya İli Korkuteli İlçesi Dereköy Mahallesi sınırları içerisinde yer
alan 1.972 dönümlük alana Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından on yıl süreyle
kömür madeni ocağı ruhsatı verilmiş, işletmenin başlaması için gerekli resmi süreçler
kesintisiz devam etmektedir. Üstelik Antalya İl Müdürlüğü meyve bahçelerinin bulunduğu
tarım alanları için ‘ÇED Raporuna gerek yoktur’ kararı vermiştir. Korkuteli Dereköy halkı,
köylüleri kömür ocağını yaptırmamak için, yaşam hakkını savunmak, çevresini korumak,
deresini, suyunu, hayvancılığını ve meyveciliğini korumak adına büyük mücadele
vermektedir. Rize İkizdere’de açılmak istenen taş ocağına karşı büyük mücadele veren
köylüler, Meclis’te 8 Haziran Salı günkü Grup Toplamızda konuşan Rizeli Ayşe Bacı’nın
‘gidecek yerimiz yok, arılarımız ve çayımız yok olacak yaşam alanıma dokunma’ derken
Anayasada koruma altına haklarını hatırlatıyor, Yetkilileri Anayasayı uygulamaya
çağırıyordu. Anayasanın 56. maddesi uyarınca herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama
hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek
Devletin ve vatandaşların ödevidir. Kamu kurumlarının böylesi bir talana kayıtsız kalması
Anayasal görevin apaçık ihlali olacaktır”
ÇED Raporu gerekli değildir kararını hangi vicdan kabul edebilir?
Hasan Subaşı, Dereköy’de bulunan su kaynakları ve göletlerin Korkuteli’nde bulunan on beş
köye tarımsal sulama imkânı sunduğunu da hatırlatarak, “Uzmanlar Dereköy Yaylası‘nda
kömür madeni açılırsa su kaynaklarının kirleneceğini ve Korkuteli’ne bağlı köylerde tarım
yapmanın zorlaşacağını, hayvancılığın biteceğini, ormanların zarar göreceğini, köylülerin
yaşam alanının yok olacağını söylüyor. Tüm bunlara rağmen, Antalya Valiliği Çevre ve
Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ‘Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararı
hukuka, vicdana, yaşama hakkına ve anayasa açıkça aykırıdır” diye konuştu.
Böyle adaletsizlik olur mu?
İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, öte yandan tarihin en eski kentlerinden, ilk
meclisin bulunduğu Patara antik kentindeki kum hırsızlığı meselesini de Meclise taşıdı. Kaş
ilçesine bağlı Patara bölgesinin turizmi, tarihi ve doğal zenginliği ile koruma altına alındığını
ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2020 yılının ‘Patara Yılı’ olarak ilan
edildiğini de hatırlatarak, bölgede 2000 kamyon kum çalındığını tespit ederek bu konuda
rapor ve tutanak hazırlayan memurun başına gelmedik kalmadığını ifade etti. Subaşı memura
önce AK Parti İlçe Başkanının müdahale ettiği, memurun zabıt tutmaktan vazgeçmemesi
üzerine de Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle görevden alındığına dair haberlerin
çıktığını hatırlatarak, ‘’Böyle bir adaletsizlik olur mu?’’ diye sordu.
Hasan Subaşı, Patara için hazırlanan Biyolojik Çeşitlilik Projesi sonuçlarına göre, bölgenin 7
karasal omurgasız, 13 balık, 29 amfibi ve sürüngen, 76 kuş türü, 25 memeli hayvan olmak
üzere toplam 261 fauna türe sahip olduğunu da belirterek, “bölgede 74 familyaya ait tür ve
tür altı kategorilerinde ise toplam 373 tohumlu bitki türü bulunmuş, bunların 16'sını endemik
tür olarak tespit edilmiştir. Nesli Tehdit ve Tehlike altında Bulunan Tür ve Habitatların
Korunması Projesi kapsamında Patara Özel Koruma Bölgesinde Deniz ve Nil
Kaplumbağalarının Korunması ve İzlenmesi Çalışmaları 20 yılı aşkın süredir
yürütülmektedir’’ dedi ve şöyle devam etti:
“Özel Koruma Bölgesi olan Patara’dan uzun bir süre boyunca 2000 kamyon kumun
çıkarılması, doğasına, canlı habitatına ve endemik bitkilerine geri dönülmez zararlar vermiş,
deniz ve Nil kaplumbağalarının yumurtlama alanlarının maalesef zarar görmüş olmasından
endişe ediyoruz”
Subaşı soru önergelerinde de Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum’a şu soruları yöneltti:
1- ÇED Raporu alınmadan bu ocağın çevreye vereceği zararı hesaplamadan, hangi gerekçe
ile işletme izni için gerekli resmi süreçler devam edebilmekte, hangi gerekçe ile çevreye
zarar vermeyeceği iddia edilmektedir? Bu, Anayasa 56. Maddenin Bakanlığınız tarafından
ihlal edilmesi demek değil midir?
2- Dereköy’e yapılması planlanan kömür madeni ocağı için Bakanlığınıza yapılan şikâyet
veya açılan dava var mıdır?
3- 2000 kamyon kum, koruma altındaki bölgeden bir günde çıkarılmayacağına göre, bunca
geçen sürede Bakanlığınıza, İl Müdürlüğüne yapılan şikâyet ve ihbar kaydı var mıdır? Bu
ihbar ve şikayetlere karşı işlem başlatılmış mıdır?
4- Görevini yapan ve işlem başlatan memur hakkında görevden alma işlemi uygulanmış
mıdır?
5- Bu kumları çalan şahıslar veya şirket kimdir? Haklarında herhangi bir işlem başlatılmış
mıdır?