10034,35%-0,24
34,95% 0,16
36,70% 0,24
2995,74% -0,34
4841,18% -0,77
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Filmlerin dizilerin televizyon programlarının aile ile birlikte dini değerlerimizi, dindarları da hedef aldığını müşahade ediyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen 7. Din Şurası'nda konuştu.
Konuşmasında tarikat ve cemaat yapılanmalarına tepkilerden rahatsızlığını dile getiren Erdoğan, bu konunun işlendiği film ve dizileri hedef alıp "Film ve diziler aileyi, dindarları hedef alıyor. 2024 Türkiye'sinde 28 Şubat'ı hortlatmaya çalışanlara müsaade etmeyiz" dedi.
Erdoğan, dini çevrelerden önde gelen isimlerin ekranlarda ve sosyal medyada yaptığı açıklamaları da eleştirerek "Din adamlığı ile şovmenlik aynı kisvede bulunamaz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"MÜSLÜMANLARA SALDIRI ZİRVEDE"
Sözü fikri, eseri ve tavsiyeleriyle bu sofrayı zenginleştiren ilim ve fikir insanlarına İslam'ın çizdiği istikamette birlikte yürüdüğümüz yol arkadaşlarımız olarak bakıyoruz. Rabbim bu sofrayı daha da büyütmeyi sizlere de bizlere nasip eylesin diliyorum.
Bugüne kadar şuralarımızda alınan kararların takibini bizzat yaptım. Bir önceki şurada alınan kararların 5 yıllık süre zarfında %95'lik bir oranla hayata geçirilmesini takdirle karşılıyorum.
Hiç şüphesiz dinimiz emin ellerdedir. Ancak bu garanti kulların üzerinden meshuliyeti çekip almaz. Müslümanlar olarak bizler de dini yaşamak ve yaşatmakla mükellefiz. Dinimize saldırıları püskürtecek olan bizden başkası değildir. Dinimiz İslam, Mekke ve Medine'den başlayarak eşsiz bir coğrafyada medeniyetler inşa etmiştir.
Batı'nın kan, göz yaşı, katliam ve sömürüye dayılı ilerlemesi Doğu'nun insanı medeniyetini boğmak için geçici bir dönem üstünlüğü eline geçirmiştir. Gün gelecek kutsalı ve insanı dışlayan ilerleme dönemi parantezi kapanacak, Batı uygarlığı büyük bir gürültüyle çökerken bizim insanı, ilahı aşk medeniyetimiz daha güçlü bir şekilde şaha kalkacaktır.
Biz kendi kodlarımızla, medeniyetimizin inşasına ne kadar inanıyorsak, medeniyetimizin tekrar dirileceğine de o kadar inanıyoruz. Asırlardır Müslümanlara fiilen değil, manen ve fikren de saldırılmaktadır. Son yıllarda zirve noktasına ulaşmıştır.
Bizi biz yapan kodlarımıza özümüze yönelik çok yoğun, her zamankinden daha planlı saldırı söz konusu. Filistin'de Gazze'de diğer İslam beldelerinde katliam yaparak Müslümanların soyunu kurutmaya çalışanlar apaçık ortadadır. Gizli ve sinsi düşman her yolu kullanmakla birlikte son dönemde sosyal medya ile savaşını yürütmektedir.
"RTÜK HIZLA TEDBİR ALMALI"
Filmlerin dizilerin televizyon programlarının aile ile birlikte dini değerlerimizi, dindarları da hedef aldığını müşahade ediyoruz. Tek tük ve istisnai olumsuz örnekler üzerinden suimisal emsal yapılarak bütün dindarlara hakaret edilmekte, vakıflar, dernekler tarikatlar dini müeesseler linç edilmekte, dindarlar ve dini değerler yıpratılmaktadır. Sarıklı, sakallı, başörtülü, çarşaflı, cübbeli vatandaşlarımıza ahlaksızca saldırılmakta, itibar suikastleri düzenlenmektedir.
Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi belli toplum kesimlerimizi adeta öcü gibi gösterilmekte ve tahkir ve tahrik edilmektedir. Buna sessiz, tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Siyasi hayatımızın bütün safhalarında desteğini duasını hatta 15 Temmuz gecesi olduğu gibi canlarını bizden esirgemeyen insanlarımızın sırf inancı sırf dış görünüşünden dolayı aşağılanmasına üç beş kendini bilmezin reyting savaşına meze yapılmasına müsade edemeyiz. Toplumun çimentosu mukaddesatımıza yönelik bu tür girişimler milli güvenlik sorunudur, başta RTÜK, ilgili kurumlarımız bu konularda hızla tedbirleri devreye almalıdır. 2024 Türkiyesinde 28 Şubat'ı hortlatmaya çalışanlara göz yummayız. Böyle bir atmosferin oluşmasına da asla fırsat vermeyiz."
"DİN ADAMLIĞIYLA ŞOVMENLİK AYNI KİSVEDE OLMAZ"
İlim ve mesuliyet sahibi her kardeşimizin bu saldırılara karşı sağlam bir direniş hattı kurmasını savunuyorum. Alimlerimiz en hassas konuları medya ve sosyal medyaya taşımak suretiyle tehlikeli bir yola giriyor.
Kötü örnekler toplumda umudun kararmasına sebep oluyor. Din adamlığıyla şovmenlik aynı kisvede bulunamaz. Şöhret hastalığı samimiyetin ortadan kalkmasına neden olur. Bunun vebali ağırdır. Topluma örnek olması beklenen kişilerin şöhret uğruna samimiyetten uzaklaşması iki cihanda hesap verilemez ağır bir vebaldir.