9945,37%0,80
35,57% 0,40
36,66% 0,13
3093,93% 0,03
4942,40% -0,06
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyondaki düşüşün somut etkilerini görmeye başlayacağız. Bu sıkıntılı dönemde en çok mağdur olanlar sabit ve dar gelirlilerdir
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karatay Spor ve Kongre Merkezi’nde yapılan partisinin 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Erdoğan, özetle şöyle konuştu:
''Muhalefetin içler acısı hali bizi asla rehavete sürüklememelidir. AK Parti milletin kurduğu, milletin iktidara getirdiği, milletin istikamet verdiği, girdiği her mücadeleyi de milletin desteğiyle başarıya ulaştıran bir siyasi teşekküldür. Ülkemize 22 yılı aşkın süredir kazandırdığımız eser ve hizmetlerin her biri aynı zamanda milletimize olan şükranımızın ifadesidir. Şimdi hedefimiz Türkiye Yüzyılı’nın inşasıdır. Bunun için hem vizyonumuzu genişletiyor hem program ve projelerimizin çıtasını yükseltiyor hem de ülkenin kronik sorunlarını çözecek cesur adımlar atıyoruz. Allah’ın izniyle içeride ve dışarıda elde edeceğimiz büyük başarılar sayesinde bizden sonraki nesillere güçlü bir Türkiye mirası bırakacağız. Tabii bunları en büyük vizyonları kırmızı kart göstermek, en büyük taahhütleri rakı fiyatlarını ucuzlatmak olanlara anlatabilmek mümkün değildir. Kırmızı kart oyunu ile kendi akıllarınca halkın seviyesine indiklerini sananlara, rahmetli bir yazarımızın ifadesiyle diyorum ki, ‘Halkın seviyesine inilmez, halkın seviyesine çıkılır.''
''Turpların büyükleri heybede''
Kendi içlerindeki hırsızlık, arsızlık, taciz ayıplarının üzerine gitmek yerine yalan yanlış söylemlerle lakayt çıkışlarla bize hücum edenlerin derdini gayet iyi biliyoruz. Partilerindeki rezillikleri düzeltmeye çalışmak varken vazifesini yapan kamu görevlilerine saldırmak, zaten başlı başına bir suçluluk alametidir. Bunlar eski Türkiye’de hukuk önünde sahip oldukları ayrıcalıklarını kaybetmenin öfkesini bir türlü atamadılar. Sayın Özel ve şürekasına şunu açıkça söylemek durumundayız. Günümüz Türkiyesi’nde siz dahil hiç kimsenin hukuku ve kanunları hiçe sayma, yok sayma, göz göre göre çiğneme hakkı yoktur. Hoşumuza gitmese de hukuk işleyecek siz de buna saygı göstereceksiniz. Eğer siyasi hesaplaşma peşindeyseniz muhatabınız da yargı mensupları değil siyasetçilerdir. Kusura bakmayın, savcıları tehdit ederek, yargıya parmak sallayarak, mahkemeleri görevini yapmasını engelleyerek, bağırarak, çağırarak, nümayiş yaparak yargı mensuplarını baskı altına alarak hiçbir netice elde edemezsiniz. Dolayısıyla sağa sola sataşmaktan sürekli ona buna saldırmaktan artık vazgeçin. Biz işte buradayız. Gelin millet önünde kara kaplı defterleri ortaya serelim. Bakalım kimin yüzü kızaracak, kim yüzü ak olarak oradan çıkacak. Sayın Özel başka yerlerde harami arayacağına kendisine fazla yormasın, yanında yöresindeki şahıslara baksın. Dosyalardaki iddialara verecek cevapları olmadığı, yapılan hırsızlık ve arsızlıklar gün gibi aşikar olduğu için sürekli topu saca atıyorlar. Halbuki onlar da çok iyi biliyor ki, turpların büyükleri heybede. Telaşlarının, paniklemelerinin, ortalığı velveleye vermelerinin bir sebebi de işte bu hakikattir. Korkarız birkaç yıla kadar bunların hiçbirinin sokağa çıkacak, insanlar içine karışacak hatta milletin yüzüne bakacak halleri kalmayacak.
Suriyeli muhacirlere her türlü hakareti ettiler. 14-28 Mayıs seçimleri sürecinde bu insanlara karşı nefret siyasetinin dibini buldular. Trafik sıkışıklığından akmayan sulara kadar yerel yönetimlerdeki tüm beceriksizliklerini utanmadan sığınmacılara fatura ettiler. 13 yıl boyunca hükümetimiz ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine kurdukları cümlelerin binde birini devrik Şam rejimine karşı kurmadılar. Sustular. Görmezden, duymazdan geldiler. Katliamları sadece seyrettiler. Gazze krizinde de yine benzer bir tutum sergilediler. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları başladığında katliamların sorumlusu olarak İsrail’i değil önce Filistinli direnişçileri ve Hamas’ı suçladılar. Millet bunlara tepki gösterince bu sefer ‘Yok biz öyle demek istemedik’ diyerek suçlarını bastırmaya çalıştılar.
''Allah hem onlara hem milletimize hem de bize sabır versin''
Siyaset üretemediklerini milletimiz gibi kendi seçmenleri de görüyor. Bunlarda vizyon olmadığını, ufuk olmadığını, ülkeye hizmet gibi bir dert olmadığını da insanlarımız çok iyi görüyor. CHP’ye oy veren vatandaşlarımızın, partilerinin ve başındaki yöneticilerin durumlarına bakıp iç geçirdiklerini tahmin edebiliyoruz. Ne diyelim, bu da bir imtihan. Bu da CHP’li vatandaşlarımızın imtihanı. Allah hem onlara hem milletimize hem de bize sabır versin diyorum.
''Milletimizin sabırlı olmasını istiyoruz. Çoğu gitti, azı kaldı''
Bölgesel ve uluslararası gelişmeleri anbean takip ederken sokağın nabzını tutmaktan, vatandaşın sesine kulak vermekten geri durmuyoruz. Dış politika kadar önemli bir diğer önceliğimiz milletimizin canını yakan hayat pahalılığı meselesini çözmektedir. Enflasyon, hayat pahalılığı dediğimiz illetin anasıdır. Bunun için evvela enflasyonu düşürmeyi, fiyatlardaki dengesiz artışların önüne geçmeyi, piyasalardaki istikrarı tekrar güçlendirmeyi hedefliyoruz. Aynı şekilde istihdamı, üretimi, ihracatı arttırarak milletimizin iş ve aş talebini karşılayacak kalkınma programlarından da taviz vermiyoruz. Enflasyon ile mücadele ederken eş zamanlı olarak kayda değer büyüme oranlarını yakalayan ender ülkelerden biriyiz. İnşallah bu yılın ikinci yarısından itibaren enflasyondaki düşüşün somut etkilerini görmeye başlayacağız. Bu sıkıntılı dönemde en çok mağdur olanlar sabit ve dar gelirlilerdir. Esasen işçi, memur, emekli, küçük esnaf, çiftçi gibi kesimlerin gelirlerinde tarihin en büyük artışlarını gerçekleştirdik. Ancak hayat pahalılığının yol açtığı dengesiz fiyatlama, daha doğrusu açgözlülük, kira ve konut fiyatlarından gıda ve eğitime kadar her alanda maalesef bu artışları zamanla eritiyoruz. Yıl başında yaptığımız ücret artışlarının oranlarını belirlerken önceliği enflasyon hedefine vermemizin sebebi işte bu gerçektir. Enflasyon düştükçe bundan sonra yapacağımız ücret artışları daha anlamlı, daha etkili, daha tesirli ve kalıcı hale gelecektir. Milletimizden bize güvenmesini, biraz da sabırlı olmasını istiyoruz. İnşallah çoğu gitti, azı kaldı.''