10051,36%1,94
38,00% 0,52
41,31% 0,02
3720,13% 0,41
5965,21% 0,99
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halktv.com.tr yazarı İsmail Saymaz ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, İBB Basın Danışmanı Murat Ongun ve İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce'nin de aralarında bulunduğu 106 kişi hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafndan başlatılan 3 farklı soruşturma kapsamında gözaltı kararı verildi. İmamoğlu, Saymaz, Şahan, Çalık, Ongun ve Gökce başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İmamoğlu'nun gözaltına alınması üzerine Saraçhane'ye giderek CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile bir araya geldi.
Görüşme ardından kameraların karşısına geçen Dervişoğlu'ndan dikkat çeken bir çıkış geldi.
"Bütünleşik muhalefet" önerisinde bulunan Dervişoğlu, “Karşımızdaki kollektif kötülüğü mağlup etmenin yegane yolu; bütünleşik muhalefettir. Muhalefet partilerinin birleşmesi değil. Muhalefet edilecek unsurlara, doğru ve yek duruş sergilenmelidir" dedi.
Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Kötü bir haberle güne başladıklarını ve konuyu ilk andan itibaren takip ettiklerini belirten Dervişoğlu, Evinde, ailesinin huzurunda yapılan gözaltı, o evi matem evi yapar. Hukuk önünde elbette kimsenin bir ayrıcalığı yoktur. İmamoğlu’nun diploma kaynaklı hukuk faciası daha dün yaşandı - ki bunun da evveli var. 6 yıldır kararlılıkla sürdürülen teftişler, soruşturmalar, kovuşturmalar var. Hala kamuoyunu tatmin edecek bir sonuç ortaya konulamamış girişimler bunlar. Ortada bir toplam var. Bu bir birikimi de beraberinde getiriyor.
Aylardır birçok vatandaşa, gazeteciye yapılan tutuklamalar var. Parti genel başkanları, TÜSİAD başkanı, kayyumlar var. Gerekçeler farklı ama hepsinde amaç ve yöntem aynı. Milleti korkutmak ve insanlara gözdağı vermek için bunlar yapılıyor.
Dilediği kararı verebilen, dilediği zaman kararından dönebilen, dilediğini söyleyebilen, konuşabilmek hak olarak sadece bir tek adama verilmiş gibi gözüküyor. Onlara göre rakipler düşman, muhalifler hain. Yıllara sair; kahramanlar-hain, hainler-kahraman gibi süreçler yaşıyoruz.
“GÜÇLER AYRILIĞI YERİNİ GÜÇLER BİRLİĞİNE BIRAKTI”
Anayasal düzen askıya alınmış, siyaset; muhalefete zulüm, iktidara haktır anlayışı hakim kılınmış, rakiplerin tasfiyesi için de her şey mübah hale getirilmiştir. Güçler ayrılığı yerini güçler birliğine bırakmıştır. Şikayetçi de, avukat da, savcı da, hakim de hatta ceza infaz memuru da tek adamdır.
“’MİLLETİN ADAMI’, MİLLETE DAİR TÜM KAVRAMLARI ÖLDÜRDÜ”
Bugün, Erdoğan’ın tüm tuşlara bastığı gündür. Tüm azametiyle kuvvetler birliğini milli iradenin üzerine boca etmiştir. Bugün artık Erdoğan’ın başka bir şeye dönüştüğü gündür. ‘Milletin adamı’, millete dair tüm kavramları yemiş ve öldürmüştür.
KONUŞAN TÜRKİYE VURGUSU
Konuştukça özgürleşecek ve memleketin üzerindeki karabulutları dağıtacak reçete ‘Konuşan Türkiye’dir. Ve buna her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz günleri yaşıyoruz. Konuşmak umuttur. Böyle günlerde sadece gözaltındakiler, tutuklular ve hükümlüler değil, dışarıda kalanların da umuda ihtiyacı vardır. Eli kanlı teröristlere değil, yurttaşlaradır bu umut! Bu umut dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya taşınmalıdır. İşte bu yüzdendir ki; hepimize düşen, o umudu diri ve canlı tutmaktır.”
DERVİŞOĞLU’NDAN BÜTÜNLEŞİK MUHALEFET ÇIKIŞI
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın yaklaşık 2 aydır tutuklu bulunduğunu dile getiren Dervişoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Karşımızdaki kollektif kötülüğü mağlup etmenin yegane yolu; bütünleşik muhalefettir. Muhalefet partilerinin birleşmesi değil. Muhalefet edilecek unsurlara doğru ve yek duruş sergilemektir. Bu 23 yıllık karanlığı dağıtmak için bütün ışıkları bir araya getirmeliyiz. Küçüğü büyüğü yok. Her ışık, her umut, karanlığa açılacak bir kapıdır.
Cumhurbaşkanlığı ihtirası ve tek adam despotizmini harmanlayıp, bu yarışa aday olmak isteyen İmamoğlu’na zincirleme davalar açmak, diplomasını idari işlemle iptal etmek ve sabahın ilk ışıklarıyla 10’larca polisle gözaltına almak; zulümdür, zorbalıktır ve ancak diktatörlüklerde yaşanabilecek bir gözü dönmüşlüktür. Dahası bu kararlar ve uygulamalar ne adaba, ne delikanlılığa ne de racona sığar. ‘Kasımpaşalılıkla’ bunca yolu yürümüş o Karadeniz çocuğuna sorarlar; hem pusu kurup hem de arkadan vurmanın adı nedir? Saraydaki avanelerin ve dalkavuklarınla bugün kendinize hangi masalı anlatacaksınız bilmiyorum Sayın Erdoğan. Yendin mi? Kral sen misin? Çok mu büyüksün? Bu sözlerimin muhatabı, ne dediğimi çok iyi anladı.
Son 24 saatte yapılanların, bundan sonra tenezzül edileceklerin göstergesi olduğuna işaret eden Dervişoğlu, “Şirazeyse kitap dağılmış, kantarsa topuzu kaybolmuştur. Siyasete zehir zerkedilmiştir. Hukuk silah olmuş, adalet mezata düşmüştür. Hukuksuzluk deriz ya! Hukuk da çok, kanun da çok. İhtiyacımız sadece adil ve liyakatli uygulayıcılar. İktidara ayrı muhalefete ayrı, yandaşa ayrı, vatandaşa ayrı tarife uygulamayan bir irade arıyoruz. Ancak Anayasal düzeni hiçe sayan tek adam rejiminde; alınan kararların meşruiyeti kalmamış, tükenmiş, tüketilmiştir. Bugün ise gayrimeşruluk tescillenmiştir. Bu tabloyu da iktidar bile isteye ortaya çıkarmıştır. Tüm Türkiye gibi bu iktidar da sonuçlarına katlanacaktır. Niyetinde hayır olmayan tek adamın, iktidarının ve idaresinin akıbetinde de hayır olmayacaktır.” diye ekledi."