9263,15%2,08
38,63% -0,05
43,80% 0,21
4155,36% -0,64
6714,27% -1,53
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2024 yılı yenilenebilir enerji yatırımları toplu açılış töreninde, “Bütün bu rekorların, gelişmelerin, geleceğe odaklanan vizyon projelerinin hiçbiri muhalefetin gündeminde değil. Ekonomik büyümeymiş, yatırımmış, dış politikaymış, enerji hamleleriymiş bunların hiçbirini takip etmiyorlar, hiçbiri ile ilgilenmiyorlar, küresel ölçekte yaşanan gelişmelere de gözlerini kapatmışlar, daha doğrusu gözlerine bant çekmişler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2024 yılı yenilenebilir enerji yatırımları toplu açılış törenine katıldı. 2024 yılında tamamlanan yenilenebilir enerji yatırımlarının toplu açılış töreni münasebetiyle bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Bakan Alparslan Bayraktar'a ile ekibine teşekkür etti.
İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi'ne katıldığına değinen Erdoğan, "Enerji dönüşümü, madencilik, arz güvenliği, kritik mineraller, hidrokarbonlar gibi hepsi birbirinden önemli başlıklarda Türkiye'nin potansiyelini bir kez daha değerlendirme fırsatı bulduk. Ülkemizin enerji alanında farklı bir ivme yakaladığı herkes tarafından ifade ediliyor" diye konuştu. Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
“Türkiye olarak enerjide adeta kendimizle yarış halindeyiz”
“Türkiye olarak enerjide adeta kendimizle yarış halindeyiz. Bugün de son yıllarda atılım yaptığımız yenilenebilir enerji alanında hizmete alınan projelerin toplu açılış merasimini gerçekleştiriyoruz... Enerjinin, özellikle de enerji arz güvenliğinin büyük küçük demeden tüm devletlerin en önemli meseleleri arasına girdiği bir çağda yaşıyoruz. Dünyamız büyüyor, ekonomiler gelişiyor, buna bağlı olarak enerji talebi de hızla artıyor. Bilhassa gelişmekte olan ekonomiler hem geçmişi telafi etmek hem de belli bir kalkınma düzeyine ulaşabilmek için dünya ortalamasının da üzerinde büyüme oranları kaydediyor.
Bunun etkisi tabiatta da hissedilmektedir. Enerji ihtiyacının her gün arttığı bir tabloda, zaten küresel ısınma tehdidiyle karşı karşıya olan doğal çevreye yeni riskler eklenmektedir. Bir taraftan hayatımızı devam ettirmek için daha fazla enerji kullanırken; diğer taraftan hayatımızı sürdürdüğümüz çevreyi tahrip ediyoruz. Tabi bir de buna küresel riskleri ve yaşam alanlarına yönelik tehlikeleri ilave ettiğimizde nasıl karmaşık bir sorunla yüzleştiğimiz daha net görülecektir. Uluslararası kuruluşların tamamı ekonomik büyüme ve teknoloji ile birlikte enerji ihtiyacımızın da katlanarak artacağını söylüyor. Enerji kullanımına paralel olarak enerji sarfiyatından doğan sera gazlarının dünyamıza verdiği zarar da istikrarlı bir şekilde büyüyor.
“Enerji arz güvenliğinin sağlanması her devlet için bir beka meselesi haline dönüşmüştür”
Enerji talebimiz hızla yükselirken; hidrokarbon başta olmak üzere temel enerji kaynaklarımız erimekte yine aynı süreçte dünyamız kirlenmektedir. Ekonomik bakımdan gelişmiş devletler dahil dünyadaki tüm ülkeler, enerji politikalarını bu tabloya göre planlamakta, adımlarını buna göre atmaktadır. Enerji kaynaklarını erişimle ile rekabet kızışırken, enerji arz güvenliğini garanti etmeye yönelik çabalar yoğunlaşıyor. Fosil yakıtlar noktasında avantajlı konumda olan ülkeler bile rezervlerinin çok uzak olmayan bir tarihte biteceğini bilerek hareket ediyor. Arz güvenliği, enerji diplomasisi, kaynak çeşitliliği sadece teknik meseleler değil; doğrudan milli güvenliğine dair konular olarak görülmeye başlanmıştır. Enerji arz güvenliğinin sağlanması hemen her devlet için bir beka meselesi haline dönüşmüştür. Geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın kim yerlerinde yaşanan kesintiler, enerjinin hayatımızda tekabul ettiği vazgeçilmez yeri bir kez daha göstermiştir. Gelecekte enerji kaynakları üzerindeki rekabet daha da sertleşecek, daha yıkıcı bir hal alacaktır."
“Dünyanın birçok bölgesinde, tırmanan gerilimleri enerji yarışından bağımsız okuyamayız”
“Son yıllarda patlak veren krizlerin hepsinde enerji, belirleyici role sahiptir” diyen Erdoğan, enerji meselesinin küresel çapta bir sorun olduğu ve krizlerin aynı zamanda enerji meselelerinden de kaynaklandığına değindi. “Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Latin Amerika’ya, dünyanın birçok bölgesinde, tırmanan gerilimleri enerji yarışından bağımsız okuyamayız” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bir damla petrolü oluk oluk akan insan kanından daha değerli gören zihniyet, hiç değişmedi ve hiçbir zaman değişmeyecek. Bunlar kendi rahatları, kendi güvenlikleri, kendi gelecekleri için mazlumların kanlarından beslenmeye devam edecektir. Biz, enerji meselesini bir rekabet unsur olarak değil; çıkarların ulaşacağı, herkesin fayda sağlayacağı bir iş birliği vesilesi olarak görüyoruz. Hep söylediğim gibi sömürmeye değil; beraberce kazanmaya talibiz. Hangi coğrafyada enerji hamlemiz varsa özünde işte böyle bir hassasiyet vardır. Ülkemizi başarıdan başarıya koşturduğumuz sektörlerin en başında enerji geliyor. Nükleer enerjiden hidroelektriğe, rüzgârdan jeotermale, güneş enerjisinden petrol ve doğalgaza kadar her alanda ciddi yatırımlar yaptık. Karadeniz ve Gabar’daki keşiflerimizle makus talihimizi değiştirdik. Akkuyu nükleer güç santrali projemizle ülkemizi farklı bir lige yükselttik. Ayrıca Türkiye’ye enerji koridorlarını kesiştiği bir merkeze dönüştürdük.
Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin enerji ihtiyacı üç katına çıktı. Elektrik talebimizin 2035 yılına kadar en az yüzde 50 oranında artacağını öngörüyoruz. Enerji arzımızda ithal kaynaklara ait pay şu an yüzde 70 düzeyinde. Her yıl değişmekle birlikte 60 ila 100 milyar dolar civarında enerji kaynaklı bir ithalat faturamız var. Hedefimiz bu ithalatı düşünerek enerji faturamızı hafifletmek, nihai olarak da Türkiye’ye kaynakta ve teknolojide net ihracatçı bir ülke yapmaktır. Ülkemizin geniş yenilenebilir enerji potansiyelinin daha fazla kullanılması ve yenilenebilir kaynakları elektrik üretiminin mümkün olan en üst seviyeye ulaştırılması, enerji stratejimizin temel unsurlarını teşkil ediyor. 2053 net sıfır emisyon hedeflerimize ulaşmak için yenilenebilir enerji en önemli sac ayaklarımdan birini oluşturuyor.”
“2025 yılı mart ayı itibarıyla kurulu gücümüz, 118 bin185 megawatta ulaştı”
“Hali hazırda yenilenebilir enerji kurulu gücü bakımından Avrupa’da beşinci dünyada 11’inci sırada yer alıyoruz” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“2025 yılı mart ayı itibarıyla kurulu gücümüz, 118 bin185 megawatta ulaştı. Bunun yüzde 60’ı yenilenebilir kaynakların oluşuyor. 2035 yılına kadar güneş ve rüzgâr kurulu gücümüzü 120 bin megawatta çıkarmayı hedefliyoruz. Bu amaçla yaklaşık 80 milyar dolarlık yatırım yapacağız. Yeşil enerji hedeflerimize ulaşmak için yeşil iletim alt yapısını kuruyoruz. 2035 yılı itibarıyla 5 bin megavatlık deniz üstü rüzgâr kapasitesi oluşturmayı hedefliyoruz. 2014 yıldır sektörde sadece 27 imalatçı varken bugün 500 imalatçımız var. Bu sayede ana ekipman imalatçıları ve alt tedarikçileri ile birlikte 50 bin kişiye istihdam imkanı sağlandı. Yatırımcıların karşı karşıya olduğu sıkıntıları asla göz ardı etmiyoruz. Özellikle 48 ayı bulan izin süreçleri, 18 ayar düşürmek istiyoruz.”
Erdoğan, Türkiye’nin asıl gündemi “enerji alanındaki gelişmeler” dedi
Muhalefet partilerini eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bütün bu rekorların, gelişmelerin, geleceğe odaklan vizyon projelerinin hiçbiri muhalefetin gündemde değil. Ekonomik büyümeymiş, yatırımmış, dış politikaymış, enerji hamleleriymiş bunların hiçbirini takip etmiyorlar, hiçbir ile ilgilenmiyorlar. Sadece yolsuzluk iddialarına değil; küresel ölçekte yaşanan gelişmelere de gözlerini kapatmışlar, daha doğrusu gözlerine bant çekmişler. Gözleri var ama görmüyorlar; kulakları var ama duymuyorlar. Gerçekleri bal gibi bildikleri halde maalesef bunu dillendirmeye cesaret edemiyorlar. Onlar enerjilerini boşa harcaken, biz şu an yaptığımız gibi tüm enerjimizi Türkiye Yüzyılı’nın inşasına sarf etmiş durumdayız. Sahte ve saçma tartışmalarla ülkemizin enerjisini yok etmeye çalışanlara inat, Türkiye’nin enerjisini çoğaltmak için gece gündüz çalışıyoruz. Hakaretle, tehditle, sorumsuz siyasi söylemlerle değil; burada olduğu gibi eserlerimizle konuşuruz, yatırımlarımızla, projelerimizle konuşuyoruz. Türkiye’nin hızını yavaşlatan kutuplaştırma siyasetinin, bunu körükleyenler başta olmak üzere, hiç kimseye bir faydası olmadığı açıktır.
Bugün ülkemizin en büyük ihtiyacı laf yarıştırmak değil; hizmet ve eserleri yarıştırmaktır. Bakın şu rakamlar Türkiye’nin asıl gündeminin ne olduğunu göstermesi açısından fevkalade önemlidir. 2024 yılında 81 ilde, toplam 6 bin 182 elektrik üretim santrali devreye alındı. Santrallerin toplam yatırım değeri yaklaşık 5 milyar dolar. Kurulu gücü ise 6 bin 818 megavat. Bunun yüzde 98’i yenilenebilir enerji santrallerinden müteşekkil. Bunların, 5 bin 282 megawattını güneş, bin 58 megawattını rüzgâr santralleri oluşturuyor. 2024 yılında gerçekleşen yenilenebilir yatırımlarının yıllık üretim kapasitesi 23,8 kilowatt saattir. Bu elektriği doğalgazdan karşılanması durumunda, ithal edilecek doğal gazın parasal karşılığı 1,3 milyar dolardır. 2024 yılında devreye alınan yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde yıllık 12.5 milyon ton karbondioksit salınımı engellenmiştir.”