CHP Lideri Özel: Bu düpedüz savaş ilanıdır, kabul ediyoruz!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanmasının ardından CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda olağanüstü toplanan Merkez Yönetim Kurulu’na başkanlık etti.

Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, şunları söyledi:

"Herhangi bir MYK toplantısı yapmadık. Olağanüstü bir toplantıydı ve olağanüstü toplantının sonucunda olağanüstü bir süreç yönetimine ihtiyaç olduğu kararı alındı. En önemli karar budur çünkü temel tespitimiz şudur: AK Parti’nin bugün yaptığı iş, CHP’ye -ki Cumhuriyet'in kurucu partisidir, son seçimlerin birinci partisidir- düpedüz savaş ilanıdır, bunu görüyoruz. Bundan sonra kendilerine oy veren seçmene saygımızdan dolayı onlara daha ne kadar bu düşmanlıklarına karşı siyaset çerçevesi içinde ve saygı dili ile cevap verebiliriz ondan emin değiliz. Bu savaş ilanını görüyoruz ve kabul ediyoruz.

"Savaş ilan edilen bir taraf ne yapıyorsa onu yapacağız"

Sayın Rıza Akpolat’ı ziyaret etmek üzere Paşakapısı Cezaevi’ne gidiyorum. Bu gece Kadın Kolları Genel Başkanı’mız kendi MYK toplantısını, yarın sabah erken saatlerde Gençlik Kolları Genel Başkanımız kendi MYK toplantısını, yine Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız tüm ilçe başkanlarımızla İstanbul’da toplantısını, ben bugün sabahın ilk saatlerinde büyükşehir belediye başkanlarımızla ve dün akşamın geç saatlerinde toplantımızı yapmıştım, devamında Ekrem Başkanı’mız bugün İstanbul’daki tüm ilçe belediye başkanlarıyla olan toplantılarını yapacak. Yarın öğle saatlerinde CHP’nin İstanbul’a davet edilmiş olan milletvekilleriyle birlikte kapalı grup toplantımızı gerçekleştireceğiz. Pazar günü Parti Meclisi toplantımız var. Her gün, günde en az bir tane MYK toplantımız var. Pazartesi sabahı da İstanbul sürecindeki bütün kararları değerlendireceğimiz; belki son, belki sondan bir önceki MYK toplantımızı yapacak ve bu süreçlerin sonunda savaş ilan edilen bir taraf ne yapıyorsa onu yapacağız.

"Verdikleri kanunsuz emirlerin hesabını günü geldiğinde adalete de verecekler"

Elbette bundan sonraki süreçte Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı bileşenleri bizden gördükleri cevaptan, aldıkları yanıttan memnun olmayacaklar. 2025 yılı içinde o sandık bu milletin önüne gelecek. Bu yaptıklarının hesabını millete verecekler ama verdikleri kanunsuz emirlerin hesabını günü geldiğinde adalete de verecekler. Onların kanunsuz emirlerine uyanlar da bunların hesabını verecekler. Bir eylemlilik, protesto sürecinden bahsetmiyorum, iktidarı devralma sürecinden bahsediyorum. Bundan sonra seçimlere hazırlansınlar falan demiyorum, elbette bir seçimden sonra gidecekler ama iktidarı devretmeye hazırlansınlar. Bu memleket, onların insafına terk edilemeyecek kadar kutsal. Bu ülkenin insanları, onların onurları, şerefleri, haysiyetleri bundan sonra daha fazla onların kontrolünde olacak, bir yargıya emanet edilemez. Bugün ‘Turbun büyüğü heybede’ demiş. Türkçesi ne bunun, bunu ben mi açmalıyım? Türkçesi, başta yargı, devletin bütün organları emir ve talimatlarımın altında. Ne demek ‘Turbun büyüğü heybede?’ Dün bir belediye başkanım tutuklandı benim, ‘Bundan daha büyük şeyler var, bilmediğiniz’ diyor. Biz bilmiyoruz, sen biliyorsan... Örneğin bir soruşturma Beşiktaş için var, o büyük turp için yoksa ama sen biliyorsan demek ki bu devlet, devlet gibi işlemiyor, senin şahsi istihbarat örgütün gibi işliyor. Ya bir suç var, sen biliyorsun ama soruşturması yok, haberimiz yok -bu da suç, suçu bilip de Tayyip Erdoğan emriyle gizleniyorsa ve zamanı bekleniyorsa- ya da sen suç icat ettiriyorsun.

"Süreç yönetimiyle ilgili ortak ve cesur kararlar alınacak"

Bu Pazartesi ve Salı’ya kadar tüm seçilmişlerimiz burada, toplanması gereken tüm kurullar toplanacak, görüşü alınması gereken herkesten görüş alınacak, bir süreç yönetimiyle ilgili ortak ve cesur kararlar alınacak. Günü geldiğinde bilmesi gereken herkesin o kararlardan haberi olacak. Bir eylemlilik, protesto sürecinden, yürüyüşten, mitingden falan bahsetmiyorum. Bir sürecin yönetiminden ve seçim sonunda iktidarın devralınmasından bahsediyorum. Daha fazla bunları oturdukları koltuklarda oturtmanın, bu ülkedeki herkesin malına, canına, kişisel onuruna, babaların-annelerin onur ve haysiyetlerine yapılacak en büyük kötülük olduğunun artık farkındayız."