14200,54%-0,68
42,69% 0,02
50,14% -0,04
5939,20% 0,51
9522,21% 0,00
Aile hekimliği çalışanları, performansa dayalı ödeme ve ücret kesintileri getiren, iş güvencesini ortadan kaldırdığı gerekçesiyle “Eziyet Yönetmeliği” olarak adlandırdıkları düzenlemenin birinci yılında Sağlık Bakanlığı’na sert tepki gösterdi. Sağlık emekçileri, yönetmeliğin hem çalışanları hem de yurttaşları mağdur ettiğini belirterek geri çekilmesini istedi.
30 Ekim 2024’te yürürlüğe giren ve aile hekimliği çalışanlarına performansa dayalı ödeme ile ücret kesintileri getiren yönetmeliğin birinci yılı geride kalırken, sağlık emekçileri uygulamaya sert eleştiriler yöneltti. Sağlık çalışanları, söz konusu düzenlemenin iş güvencesini ortadan kaldırdığını, daha ağır koşullarda daha düşük ücretle çalışmayı dayattığını ifade etti.
Açıklamada, yönetmelikle birlikte yurttaşların hastanelere daha fazla yönlendirildiği, sağlık harcamalarının arttığı ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin zayıflatıldığı vurgulandı. “Karmaşık formüller ve algı çalışmalarıyla pazarlanan bu düzenleme, hasta ve sağlık emekçisi açısından emeğin ve sağlığın gaspı anlamına gelmektedir” denildi.
Sağlık Bakanı’nın geçen yıl “yeni sistemle hekimlerin hastaya ayırdığı sürenin arttığı” yönündeki açıklamaları da eleştirildi. Sağlık emekçileri, hekim sayısı artmadan muayene sayısının yükselmesinin hastaya ayrılan sürenin artmasının mümkün olmadığını belirterek, “Son bir yılda gerçekten kime daha fazla zaman ayrıldı?” sorusunu yöneltti.
Açıklamada ayrıca, Sağlık Bakanı’nın her yıl bin Aile Sağlığı Merkezi (ASM) yapılacağı yönündeki vaadine rağmen, TBMM’de yapılan 2025 bütçe sunumunda 1202 sağlık tesisinin hâlâ yatırım programında olduğunun ifade edilmesi hatırlatıldı. “Bir yılda yapılacağı söylenen bin ASM nerede?” denildi.
Sağlık çalışanları, performans sistemi üzerinden yapılan kesintilerle yüz milyonlarca liranın ücretlerden alındığını savunarak, bu paraların akıbetini sordu. Kesilen bütçenin ASM’lerin yapılması ve güçlendirilmesi için kullanılması gerektiği belirtilirken, bu kaynakların döner sermayeye aktarılmasına tepki gösterildi.
Deprem riski de açıklamanın önemli başlıklarından biri oldu. Temmuz 2025’te yapılan deprem güvenliği değerlendirmelerine dikkat çekilen açıklamada, İstanbul’daki ASM’lerin önemli bir bölümünün 1999 depremi öncesi yapılmış dayanıksız binalarda hizmet verdiği, yaklaşık 600 ASM’nin olası bir deprem sonrası kullanılamaz durumda olacağının raporlandığı hatırlatıldı. Bu durumun hem çalışanlardan hem de yurttaşlardan gizlendiği ifade edildi.
Açıklamada, bağışıklama eğitimleri verilmesine rağmen gerekli donanımın sağlanmadığı, Aşı Takip Sistemi ekipmanlarının, aşı dolaplarının ve bazı aşıların temin edilmediği de dile getirildi. Aralık ayında uygulanacağı açıklanan HPV aşısının akıbeti de soruldu.
Sağlık emekçileri, mevcut sistem nedeniyle hastalıkların tanısının konulmasına rağmen tedavilerin geciktiğini, kanser taramalarının yapıldığı ancak hastaların aylarca beklemek zorunda kaldığını belirtti. Performans baskısı nedeniyle sağlık hizmetinin nitelik kaybettiği, çalışanların tükenmişlik yaşadığı ifade edildi.
Açıklamanın sonunda talepler sıralandı. Sağlık emekçileri; performansa dayalı olmayan, emekliliğe yansıyan, tek kalem ve insanca yaşamaya yetecek ücret, kamu tarafından yapılmış, güvenli ve donanımlı Aile Sağlığı Merkezleri ile mesleki bağımsızlığın korunduğu, cezaların ve baskıların sona erdiği bir sağlık sistemi talep etti.
Sağlık emek meslek örgütleri, talepleri karşılanana kadar tüm yasal haklarını kullanarak mücadeleye devam edeceklerini kamuoyuna ilan etti.