Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, memur ve memur emeklilerine verilen zam teklifine ilişkin olarak, "Birleşik Kamu İş olarak biz bugün bu ceketleri çıkarıyoruz ve alan önlüğünü giyiyoruz. Biz Birleşik Kamu İş olarak masada bu şekilde memurlarla ve memur emeklileriyle alay edilen bir süreçte o masada boş şeyleri konuşmayacağız. Yarından itibaren Birleşik Kamu İş Konfederasyonu alanlarda yerini alacak. Grevse grev olacak. Sokaklar kamu işçilerinin, kamu memurlarının ve emeklilerinin sesiyle inleyecek" ifadesini kullandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027 yılının her iki altı ayı için ise yüzde 4 zam teklif edildiğini açıkladı. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Bakanlık önünde yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"8. Dönem toplu sözleşme görüşmelerinin ilk teklifini bugün az önce Sayın Bakan'ın ağzından duyduk. Ama sadece duyduk. Verilen teklif ne emekçilerin beklediği teklif ne de sokakta, markette ev sahiplerinin istediği kira rakamlarında istenilen rakamların hiçbirini karşılayacak bir rakam değil. Aynı sokaktayız. Aynı otobüsleri kullanıyoruz. Aynı marketten aynı peynirleri, aynı zeytinleri aynı fiyatlardan alıyoruz. Pazara gittiğimizde domatesinden sebzesine meyvesine aynı ürünleri aynı fiyatlara alıyoruz. Milletvekili de gittiğinde de aynı fiyattan alıyor. İşçi gittiğinde de asgari ücretli ve memur gittiğinde de aynı rakamlarla karşı karşıya kalıyoruz. Temmuz ayı enflasyonu bile yüzde 2'nin üstünde çıkmışken memurlara beklentisini üzerinde bir rakam beklerken şu anda vermiş olduğu rakam konuşulacak rakam bile değildir. Sayın Bakan bunun ilk teklif olduğunu ifade etti. Türkiye artık günlerce boş konuşmalar, rastgele konuşmalarla vakit geçirecek bir dönemde değil. Memurlar alım gücü en aşağıya inmiş kirasını ödeyemez duruma gelmiştir. Aynı okula giden öğrencilerine verecek oldukları cep harçlığını dahi veremeyen memur ve memur emeklilerinden bahsediyoruz. Seyyanen zammın memur emeklilerine dahi hiçbir şekilde ifade edilmediğini duyduk.
"Grevse grev olacak. Sokaklar kamu işçilerinin, kamu memurlarının ve emeklilerinin sesiyle inleyecek"
Memur ve memur emeklilerinin uzun yıllardır eşit rakamlar aldığını hepimiz biliyoruz. 2 yıl önce bozulan bu dengenin tekrar hayata geçirilmesi gerekiyor. Sayın bakan dedi ki biz bunu teklif ediyoruz. Biz Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak ilk kez masaya oturduğumuzda şunu ifade ettik. Masanın sendika ayağı ilk kez değişti. Geçmişten bu yana 7 dönemdir yapılan aynı şeyleri yaparak aynı sonucu Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak kabul etmeyeceğimizi ifade etmiştik. Bugün Sayın Bakan'ın açıkladığı rakam Birleşik Kamu İş'e vermiş olduğu mesaj şu, 'Biz masada görüşeceğiz'. Biz de dedik ki Birleşik Kamu İş olarak siz masada görüşmeyi değil bizi alana çağırıyorsunuz ve Birleşik Kamu İş olarak biz bugün bu ceketleri çıkarıyoruz ve alan önlüğünü giyiyoruz. Biz Birleşik Kamu İş olarak masada bu şekilde memurlarla ve memur emeklileriyle alay edilen bir süreçte o masada boş şeyleri konuşmayacağız. Yarından itibaren Birleşik Kamu İş Konfederasyonu alanlarda yerini alacak. Grevse grev olacak. Sokaklar kamu işçilerinin, kamu memurlarının ve emeklilerinin sesiyle inleyecek.
"Hakları yenen tüm emekçilerin ayak seslerini en yüksek tüm halkımız duyacak"
Bu ülkede herkes beraber yaşadığımızı bilecek. Lüks rezidanslarda yatlarda katlarda oturanlar sesimizi duymayacaklarını zannediyorlar. Ama yarından itibaren emekçilerin sesini rezidanslarda duyacaklar. Arabalarıyla sokakları geçemediklerinde 'ne oluyor' dediklerinde karşılarında hakları yenen, hakları verilmeyen, ezilmeye çalışılan, o alın teri ellerinden alınan tüm emekçileri, tüm emeklilerinin sesini de, gövdesini de, ayak seslerini de en yüksek haliyle tüm halkımız duyacak. Buradan tüm Türkiye'ye sesleniyoruz. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu'nun ama memurların, memur emeklilerinin, işçilerin, işçi emeklilerinin, asgari ücretlerin ve işsiz bırakılan gençlerimizin, yani ezilen tüm halkımızı bizim alanlarda yapacak olduğumuz eylemlere davet ediyoruz. Hak verilmez, hak alınır. Bunun da nasıl alındığını Birleşik Kamu İş Konfederasyonu sahada nasıl olduğunu herkese gösterecek arkadaşlar.
"Sayın Bakan sesi hangi tonda duyacaksa o tonda söyleyeceğiz"
Sayın Bakan sesi hangi tonda duyacaksa o tonda söyleyeceğiz. Sokakta bile seslensek o ses geçirmez pencerelerle dahi otursalar kendi araçlarında, gürültüsüz araçlarında otursalar bile bizim sesimizi de, kendimizi de arabasının önünde de görecek. O ses geçirme camından da o sesler duyulacak. O hükümet Türkiye'nin o zenginliğini sadece zenginlere değil, bu ülkenin tüm emekçilerine eşit ve adil dağıtması gerektiğini bilecek. Memurlar ve memnun emeklileri yüksek maaşlar istemiyor arkadaşlar. İstediğimiz tek bir şey var. Asgari geçiminde ekmeğini, peynirini, zeytinini rahatlıkla almak, çocuğunu okula rahatlıkla göndermek, ev kirasını rahatlıkla vermek, doğalgazını, elektriğini rahatlıkla ay sonunda ödeyebilmek. Kimseye el, avuç açmadan yaşamak istiyoruz. Başka hiçbir isteğimiz yok ve bunun için de haklı olduğumuz için hakkımızı alana kadar da bu kavgamız sürecin sonuna kadar devam edecek ve asla bitmeyecek. Bu da bizim Birleşik Kamu İş olarak tüm kamuoyuna sözümüz olsun."
"Herkes bir araya gelecek ve masaya o üç konfederasyonda ortak yumruğunu vuracaktır"
Memur Sen ve Kamu Sen Başkanlarıyla da kısa bir değerlendirme yaptık, bu rakamların asla kabul edilemeyeceğini ve bir an önce birbirine yakın gibi görünen ama yakın olan o taleplerin ortaklaşılması gerektiğini ifade ettik. Önümüzdeki günlerde tüm memur konfederasyonlarının aynı taleple aynı amaç için kamuoyu önünde olduğunu da göreceksiniz. Ortada memurlar 4 milyon memur, 2.5 milyon memur emeklisinin gözü kulağı buradayken hiçbir memur konfederasyonu kendi şahsi, bireysel ya da bakış açısıyla bu ayrışmayı yapamaz. En azından bu toplu sözleşme sürecinde yapamayacaktır. Herkes bir araya gelecek ve masaya o üç konfederasyon da ortak yumruğunu vuracaktır. Yani Çalışma Bakanı da buna kendisini hazır etsin. Hükümet de kendisini buna hazır etsin.
"Bizi maraba gibi görmek isteyen herkese maraba olmadığımızı sahada göstereceğiz"
Biz memuruz. Memurun itibarını aşağı çekerek ülkenin itibarını yukarı çekemezsin. Bütün memurlar, memur emeklileri yani bu ülkenin tüm halkı o itibarı hak ediyor. Kendi ülkesinde köle gibi yaşamak istemiyor. Biz maraba değiliz. Bizi maraba gibi görmek isteyen herkese de maraba olmadığımızı kamuoyunda, alanda, sahada bir kez daha göstereceğiz. Eşit bir şekilde adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Başka hiçbir isteğimiz yok. Emekçiyi ezen politikaları bir tarafa bırakacaklar. Sermayeye peşkeş çekilen o rakamları azaltacaklar. Sermayeyi beslemek için bizim alın terimizi kimse kullanmasın. Bizim alın terimiz, emeğimiz üzerinden kimse sermayenin sermayesine ek para aktarmasın. Zengin zaten zengin, bizim alın terimiz de biraz daha zengin etmek adına bir politikayı asla biz Birleşik Kamu İş Konfederasyonu ve bağlı sendikalarımız adına asla kabul etmeyeceğiz. Bir kez daha bunu kamuoyuna ifade ediyoruz."