Acıya tokat…
Soma’daki 301 şehit için Türk milletinin canı yanıyor.
Yüzlerce can kara toprağa teslim oldu.
Arkalarında…
Yüzlerce Ana. Baba, Bacı Kardaş.
Yüzlerce gencecik eşler.
Yüzlerce yetim.
Yüzlerce evde acı.
Yüzlerce evde göz yası ile kara toprağın bağrına fidan gibi uzandılar.
Yer ağladı.
Gök ağladı.
Bu acılar yetmezmiş gibi.
Birde kendini polis ve devletin olanaklarını sığınmış asalak bir zaat çıkmış Soma’nın tam ortasında kin kusarcasına yaralı yüreklere uçan tekme atıyor..
Yusufçuk kimden alıyor bu gücü.!
Benden alacak değil ya, tabii ki devletten, Devletin koruma zırhına sahip yusufçuk tekmede atar, canı sıkılırsa silahta sıkar. Gerekirse öldürür de.
Polisi arkasına almasa yusufçuk öyle tek basına çıkacak kahramanlık yapacak. Yürek var mı?
Vallaha maçası sıkmaz.
Yusuf, Yusuf der.!!!
Ama dedim ya arkasında devletin bütün olanakları var.
Yusufçuk maçan sıkıyorsa bütün unvanlarını bir kenara koy çık karşıma.
Bedende hayli küçüksün, gördüğüm kadarıyla da hayli genç ve dinamiksin.
Gel O tekmeye birde bir bana atta görelim.
Dünyanın kaç bucak olduğunu sana göstereyim.
Utanmazlar.!!!
Para ile köşe dönen yazarlar, pardon köşe yazarları ve anlı şanlı yandaş medya bu görüntüyü savunuyor.
Bak tekmeci yusufçuk.
Bu devranda kapanacak.
Bugünlerde geçecek.
Seni her gören insan sana nefretle bakacak
Tıpkı benim bugün sana nefretle baktığım gibi.
